Ülkemizin gündemini meşgul eden konular belli; ekonomi, terör ve illaki siyaset. Bunların dışında; sosyal medya trollerinin, günlük ya da haftalık ömürleri olan kutuplaştırma konuları. Tabii ki “hayati önemi olan futbolu” da es geçemeyiz.
Eğitim ve öğretim konusu ne yazık ki gündemde kendine yer bulamıyor.
Son günlerde bir parça gündeme girer gibi olması, “Uzman öğretmenlik sınavı” ile ilgi tartışmalardan kaynaklandı.
Tartışılan sınav, mevcut öğretmenlerin tabi tutulacağı uzmanlık sınavı. İşte bu konu üzerinden; Bakanlıkta, sendikalarda ve öğretmen camiasında uzun zamandan beri fırtınalı bir hava hâkim.
Ben de bir öğretmen olarak sormak isterim; Bu tartışmalar ve eğer sınav gerçekleşirse elde edilecek sonuç, Milli Eğitimin kangren olan hangi sorununa çözüm getirecektir?
Yoksa öğretmenlere uçmayı mı öğretecektir?
***
Bu anlamda eğitim dünyamızın gündeminde “Uzman öğretmenlik” sınavından önce;
*Öğretmen yetiştiren okullar olmalıydı.
*Öğretmen yetiştiren kurumlara alınacak öğrencilerin sınavı, okulların karakteri, uygulanacak eğitimin niteliği, mezunların atanması ve benzeri gibi onlarca konun, günlerce hatta aylarca sürecek çalıştaylarda ele alınması olmalıydı.
*Öğretmen Okullarının ve Eğitim Enstitülerinin çağın gereklerine göre güncellenip tekrar açılması olmalıydı.
*Öğretmen yetiştiren kurumlara alınacak öğrencilerin özenle seçilmesinin nasıl sağlanacağı ve bu okullarda en nitelikli eğitimin nasıl verileceği olmalıydı.
Bu çalışmalar; Türk eğitim tarihinin geçmişinde yer alan öğretmen yetiştirme kurumlarının ve dünyada bu işi başarıyla yapan ülkelerdeki kurumlarının incelenmesiyle desteklenerek hayata geçirilebilir.
Böyle bir yapılanma elbette hayal değildir. Başarıldığında ortaya çıkacak sonuç; idealist, özverili, çalışkan, üretken ve kendisini sürekli yenileyen öğretmen karakteri olacaktır ki O, zaten uzman öğretmendir.
O artık uçmayı seven, her şart ve durumda uçmayı başarabilen öğretmendir.
Evet, Türkiye’nin geleceği, uzman öğretmenlerin emekleriyle aydınlanacaktır.
***
Öğretmenin dünyası dersliktir, oradan beslenir ve orayı besler. Zira öğretmen bilir ki orası onun kutsalıdır. Onun kutsalı Türkiye’nin kaderidir.
Her derslik bir vatan, her öğrenci bir Türkiye’dir aslında.
Eğitimci-yazar kimliğim; orada olmadığım halde oradaymış gibi dertlenerek yaşamayı öğretiyor.
Belli ki bu sorumluluk bilinci ölünceye kadar devam edecek.
***
UÇMAYI SEVMEK
Kimilerine göre uçmak;
Konforlu bir taşıtta,
Hayallerinin rotasında olmak.
Ya da bir servet dünyasının,
Tam merkezinde olmak.
Kimilerine göre uçmak;
Olabilecek en üst katta
Nefsin doyumunda olmak.
Ya da bir itibar dünyasının,
Solmaz yıldızı olmak
Bana göreyse uçmak;
Herhangi bir sınıfta,
Öğrencilerin yanında olmak.