Yıllarca okullarımızda öğrencilerimize hem milliyetini belirten hem de hedeflerimizi içeren andımız “TÜRK’üm, doğruyum, çalışkanım. İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük ATATÜRK! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime AND içerim. Varlığım, TÜRK varlığına armağan olsun. Ne mutlu TÜRK’üm diyene!” şeklinde okutuldu.
Öğrenci Andımız ilk olarak, 1933 tarihinde ortaya çıkmıştır. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün onayıyla okullarda okutulmaya başlanan andımız, dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından hazırlanmıştır. Öğrenci Andımızın metni, söylendiği yıllar içerisinde birkaç kez değişikliğe uğramıştır. İlk hali 23 Nisan 1933 yılında olan öğrenci andımız, 29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde ikinci düzenleme yapılırken, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 10. Maddesinde yapılan değişiklikle günümüzdeki son halini almıştır.
TÜRKlük karşıtı cepheler tarafından çok kez kaldırılmak istenen öğrenci andımız çözüm süreci kapsamında 8 Ekim 2013’de Resmi Gazete’de yayınlanan kararla kaldırılmıştır. Toplumsal bir mutabakat sağlanmadan alınan kaldırma kararı milletimizde büyük bir üzüntüye neden olmuştur. Türkiye’nin en büyük sendikalarından biri olan Türkiye Kamu-Sen ve TÜRK Eğitim Sen bu karara büyük bir tepki göstererek Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptali istemiyle Danıştay'da dava açıp, kampanyalar yaparak kararın yanlış olduğunu ortaya koymuştur.
Danıştay 8. Dairesi Türk Eğitim-Sen’in yargıya taşıdığı konuyla ilgili 18 Ekim 2018 tarihinde, 8 Ekim 2013'teki düzenlemenin iptaline oy çokluğuyla karar vermiştir. Danıştay, madde madde "Andımız"ın neden kaldırılmaması gerektiğini anlattı ve "İddialar andın kaldırılmasını gerekli kılacak nitelikte görülmemiştir" diyerek son noktayı koymuştur. Söz konusu öğrenci andının uygulanmaya başlamasından itibaren dayanağını teşkil eden anayasal ve yasal kurallarda bir değişiklik olmadığı gibi bu kuralları şekillendiren ve metinde de yer alan toplumsal değer yargılarının ve ilkelerin değişmesinin de mümkün olmadığı aktarılan kararda, şu tespitlere yer verildi:
"Dava konusu kararı hukuki bir zemine oturtacak, idarenin takdir hakkını ve düzenleme yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri uyarınca kullandığını ortaya koyacak yeterli bilimsel gerekçenin bulunmadığı, Türk Devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek nitelikteki öğrenci andının kaldırılmasına ilişkin değişikliğin haklı ve hukuksal temellere dayandırılmadığı anlaşıldığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki davalı idarenin savunma dilekçesinde dile getirdiği andın uygun olmayan hava koşulları ve fiziki koşullarda dahi söylenmesine ilişkin olarak ileri sürdüğü hususlar, öğrenci andının özüne ilişkin olmayıp icra ediliş şekline ilişkin olup, iddialar andın kaldırılmasını gerekli kılacak nitelikte görülmemiştir."
Terörle mücadelenin kahramanca sürdürüldüğü bugünkü zaman diliminde Andımız ile ilgili geçmişteki bir hatanın tamir ve telafisi TÜRK Milletini memnun ettiği gibi, geleceğe dair umutlarımızı daha da güçlendirmiştir. Türk milletinin Andına kimse karışmasın, hiç kimse ortalığı karıştırmasın. Tarihte TÜRK'tük, halada TÜRK'üz, istikbalde de TÜRK olacağız. Ne Mutlu TÜRK’üm Diyene!