Bir sevda uğruna gelmiştim Araklıya. İlk özel spor haberim olacaktı. Heyecanlı heyecanlı dar sokaklarında dolaşıyordum. Araklıspor ile ilgili bilgi toplamak için gerek Başkan Fatih Çebi olsun, gerek U19 kaptanı Burak Özbek olsun hemen hemen herkesle konuşmaya çalışıyordum. Haberi tasarladım Trabzon’a geliyorken içimde bir burukluk vardı.  Çaresizliğin vermiş olduğu bir burukluk.

Eve geldiğimde hırs bürü-müştü içimi. Yüreğim daralıyor. Söylemek istediklerimi söyleyemediğimde canım burnumda olur, yine o günlerden birisiydi.

Ne yapabilirim diye düşündüm durdum.
Tüm konuşulanları yazdım. Tüm mutlu anıları, Araklı’nın hayallerini, her şeyi ama her şeyi...
Aradıkça, deştikçe daha farklı şeyler çıktı. Çıktıkça üsteledim. Üsteledikçe buldum. Buldukça sahiplendim.
Ama gördüm ki benim sahiplendiğim gibi kendini düşünmüyor ilçe.
Kendini düşünmedikçe aklıma sorular geliyor
-Neyin var Araklı?
Sorunun cevabını gazete kupürlerinden aramaya çalışıyorum. Ancak, karıştırdıkça sadece asayiş haberlerine rastlıyorum.
-O haberleri okurken hiç  mahcubiyet hissettin mi Araklı?
Hissetmemiş olacaksın ki, Araklıspor kapanma noktasına gelmiş, sen halen daha ses çıkarmıyorsun.
-Susuyorsun da, neden susuyorsun Araklı?
-Sosyal etkinliğin bittiği yerde sosyal yaralar başlar. Ses sustuğunda o yaralar kanadığında hesabını verebilecek misin?
Yoksa sadece kahve köşelerinde “Yahu bize ne oluyor?” mu diyeceksin?

***

İlk lafım sizedir veliler!..
Sen belli bir yaşa kadar çocuklarını büyütüyorsun, sonra kulübe yazdırıyorsun. Ayakkabısından formasına kulüp tahsis ediyor. Evladın kötü alışkanlıklardan uzak duruyor. Maçlara geldiğinde hele hele Araklı yendiğinde bir de gururlanıyorsun. Gurur kaynağın yok olmak üzere  ama hala susuyorsun!.. Neden?
Sayın veliler, kongreden başkan adayı çıkmazsa kilit vuracaklar kapıya kilit!..
Araklı esnafına;
Araklıspor yendiğinde hele de şampiyon olduğunda Yeşil-Siyah bayrakları dalgalandırmıyor muydun? Herhalde çekmeceye koymaya niyetlisin o bayrağı. Yoksa başarı endeksli mi takım tutuyorsunuz?
Gelelim Araklı Bürokratlarına;
Araklıspor şampiyon olduğunda birbirini ezen, ön safta olmak için başarıyı kendinize mal  etmek için yarışıyordunuz. Ne oldu, niye sesiniz çıkmıyor? Kendinize Araklıspor mu yarattınız?
Son sözüm de futbolculara..
Hayalleri için, hayatlarını değiştirebilmek için,  elalemin  tatil yaptığı yaz sıcaklarında  o formayı terletebilmek için zamanında çaba sarf etmiş, ya da edecek olanlar..
Hele hele sizin susmaya hakkınız yok
Zafere giden yol çetrefillidir. Çetrefilli yoldan ulaşabilecek zafer daha tatlıdır.
En çok da size kızıyorum.

***

Bir ateş hayal edin.. Görkemli, korkunç, tüm ihtişamıyla kıp kırmızı  bir alev topu..
Kim ateşi sever, kim ateşe saygı duyar. Ya da her daim o ateş orada yanarsa sıradanlaşır değil mi?
Araklıspor, ilçede alışkanlık derecesine başarı kazandı. Adeta kendine benzin dökülmüş gibi harlandı. En ufak bir başarısızlıkta üzerine su döküldü. Hem de kendiniz döktünüz. Araklıspor yanıyorken, karşısında su içenlere karşı bir gurur mücadelesi vermeniz lazım.
Gençler haddime düşmeyerek size kardeş ya da abi tavsiyesi vereceğim.
Küllerinizden doğmak için büyük fırsat..
Olmasın idmanda sularınız. Yırtık olsun formanız, kramponlarınız...
O susanlara cevabınızı sahada vermek için, son bir kez sesiniz karanlığı yırtsın.
Ola ki küllerinizden doğmayı becerebilirseniz o susanlara da iki  kelimeyle cevabı da siz verirsiniz.
Ben daha sevda ile dar sokaklarında yürüyüş yapmamaya karar verdim Araklının..
İlklerim hayatıma hep somurtan yüz kattı.
Kim bilir, belki sizin gülüşmeleriniz, sizin heyecanınız biraz olsun tebessüm ettirir.