İşe alım uzmanları veya kurum yöneticilerinin iş başvurusu yapan aday ile adayın pozisyona uygunluğunu değerlendirmek amacıyla yaptıkları görüşme(ler) sürecidir. Süreç sonunda hem aday hem de işe alımı gerçekleştirecek taraflar birbirleri için uygun olup olmadıklarına karar verirler.
Ülkemizde öğretmen atamaları için 2016 yılından itibaren uygulanmaya başlanan ve günümüzde de uygulanmaya devam edecek olan mülakat sistemi halen tartışılmaktadır. Eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in “Öğretmen atamalarında mülakat uygulaması olmayacak” açıklamalarının üzerinden henüz 4 ay geçmişken yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, “Cumhurbaşkanının seçim beyannamelerinde ‘mülakat kaldırılacak’ sözü vardı” sorusu üzerine “Tam öyle değil, Cumhurbaşkanımız mülakatların uygulanış biçimiyle rahatsızlığını dile getirmiştir. Biz de mülakatları mülakat gibi yapmaya karar verdik” açıklaması yapmıştır. Bu açıklamayla 500 binin üzerinde öğretmen adayının hayalleri yıkılmıştır.
Üniversitelerimizden sayısız sınavları başarı ile geçip diploma almış öğretmen olmayı hak etmiş gençlerimizi bırakın mülakatı Kamu Personeli Sınavına almak bile büyük bir haksızlıktır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yıllara göre ne kadar öğretmen ihtiyacımız olduğunu belirtiği bir ortamda bunun kat kat üzerinde kontenjanlarla üniversitelere öğretmen adaylarını alıp okutmak bu gençliğe yapılmış büyük bir ihanettir. Hele de 2016 yılından beri yapılan mülakatlarında birinci ağızdan usulsüzlüklerle dolu olduğu ispatlanmıştır. Mülakatlarda KPSS’den 65 puan almış bir adaya 92 puan verilirken, KPSS’den 84 puan almış bir adaya 64 puan verildiği görülmüştür. Kimse haksızlığın aracı mülakatı savunamaz.
Mülakatlarda öğretmen atamalarında alınacak öğretmen sayısının üç katı öğretmen adayı çağrılıyor. Günümüz Türkiye’sinde nerdeyse tüm adaylar siyasetten bir adam bulmaya çalışıyor. Kimi hakkımı korumak için kimisi öyle böyle yani haksızlıkla bile olsa atanmak için bunu yapıyor. Sonra da bu atanan öğretmenlerden geleceğimizi inşa edin, çocuklarımıza haksızlığa boyun eğmeyen doğruyu her yerde söyleyen ve savunan bir nesil yetiştirmesini isteyeceğiz.
Öğretmen atamaları, ülkemizde eğitim sistemimizin temel taşlarından biridir. Bu nedenle öğretmen atamalarında liyakat, adalet ve objektiflik esas alınmalıdır. Mülakat sistemi, güvenilirliği sorgulanan bir sistemdir. Mülakat yapan komisyonun önyargıları, kişisel tercihleri veya dış etkenler, bir adayın başarısını veya başarısızlığını etkileyebilir. Buda liyakatin yerini subjektif değerlendirmelere bırakması demektir. Adalet ve eşitlik ise objektif bir sınav sistemi ile sağlanabilir. Mülakat sistemi ayrıca yolsuzluk ve nepotizme kapı aralayabilir. Adayların mülakatta başarılı olabilmesi için siyasi veya kişisel ilişkilere sahip olmaları gerekebilir. Bu, adil bir rekabetin önündeki engellerden biridir ve toplumda adalet duygusunu zedeler. Bir öğretmenin niteliklerini, bilgisini ve deneyimini sadece bir mülakatla değerlendirmek, adaleti ve liyakati göz ardı etmek anlamına da gelir.
Ülkemizin eğitim kalitesini yükseltmek ve toplumun güvenini kazanmak için objektif ve adil bir öğretmen atama sistemini tercih etmeliyiz. Unutmayalım ki, liyakat ve adalet eğitim sistemimizin temel taşlarıdır ve onları korumak hepimizin sorumluluğundadır.
Mülakatla liyakat aynı yerde barınamaz. Mülakatın olduğu yerde; ne liyakat, ne de adalet olur!
“Mülakat, adaletin katilidir!”