MUK-LAMA
Yeni sezona yeni bir yapılanma ile girmek düşüncesindeki Trabzonspor, Ersun Yanal’ı takımın başına getirerek ilk hamlesini yaptı. Tabi Trabzon’da hiç kimse kimseyi hiçbir yere yakıştıramadığı için onaylayan da oldu, dudak büken de.
Bizim görüşümüz şudur; eğer gerçekten yeni bir yapılanma için yola çıkıyor ve yeni bir takım oluşturmak istiyorsanız, Yanal bu iş için biçilmiş kaftandır.
Üstelik de daha önce iki kez görev yaptığı Trabzon’da, şehri de, Trabzonspor’u da, beklentileri de iyi bilmektedir.
Ayrıca dip yapmış bir Trabzonspor’a geldiği için küçük kıpırdanışlar bile hanesine artı olarak yazılacaktır.
Kaldı ki, ‘İlla da şampiyonluk’ baskısı olmayacağı için her teknik adam gibi o da daha rahat bir ortamda çalışma imkanı bulacaktır.
***
Lakin, bu işin arkasında durması gerekin ilk güç yönetim olmalıdır.
Eğer, iki, üç galibiyetten sonra birileri çıkıp da şampiyonluktan filan bahseder de milleti de havaya sokarsa, en başta camiadan istediği sabra ve anlayışa kendileri ters düşmüş olur Usta ve ekibi.
Düşündüğü yapılanmanın temeline dinamiti koyar.
Bu arada, gelene de elbette ‘İstemem’ denmez.
İşler umulandan iyi giderse 2-3 yıl sonrasına koyduğun hedeflere daha önce de varabilirsin.
Tabi doğru teşhis ve tercihlerle doğru adımlar atarsan.
***
Özetlersek, hangi teknik adam olursa olsun, imza atılana kadar düşündüğümüzü söyleriz ancak iş bittikten sonra diyeceğimiz tek şey vardır.
En büyük hoca bizim hoca.
Tabi eleştiri hakkımız her zaman olduğu gibi saklı kalmak koşuluyla.
Çünkü akıllı adam eleştirilerden ders alıp doğru yolu bulmayı kolaylaştırır.
Diğeri ise sana düşman olur!
***
“ Hadi la, sen benden iyi mi biliyorsun!” diyenlerin hakim olduğu futbol dünyamızda, Beşiktaş’ı 7 yıl aradan sonra şampiyon yapan Şenol Güneş hocamızın TV ekranlarında söyledikleri, kulaklara küpe olmalı..
“Oyuncularıma sık sık dedim ki, hatam varsa söyleyin ki kendimi düzelteyim.”
Yerel TV’lerin çok moda olduğu dönemlerde sıkça ahkam kestik biz de.. Şunu gördük ki siz ne derseniz deyin, herkes nasıl anlamak istiyorsa öyle anlıyor.
Bir teknik adam hakkında düşüncenizi söylüyorsunuz.
Yarın yolda 10 metre arayla iki kişi çıkıyor karşısına..
Biri diyor ki, “Yahu abi daha hiç bir şey yapmadan yerin dibine soktunuz adamı..”
Diğeri ise, “Hoca arkadaşın herhalde, bu kadar da övmek olur mu?”
Siz de şaşırıp tereddüte düşüyorsunuz.
Acaba ben ne demiştim!..
Şimdilerde en çok karşılaştığım soru şu: ‘Abi, bu yapılandırmadan bişe çıkar mı?’
Düşüncem çıkmasa da doğrusu bu şeklinde. Ancak ne desem itiraz edeceklerini bildiğim için, çıkar mı çakmaz mı bilemem ama gelin size bir fıkra anlatayım da siz karar verin diyorum;
İyice yaşlanan Temel, eve giderken telefonda hanımına talimat verir;
Geliyrım çabuk güğümü sobaya koy!
Eşi keyefsiz keyifsiz cevap verir.
Kosak ne olacak ki!..
“Kız, bi deneruk” demiş Temel..
Oldi oldi, olmasa çay demleruk!