MHP'DE OYUNU KiM BOZAR?


Parti içinde sular durulmak bilmiyor.
Baş döndüren, sabırları zorlayan ve işin içinden çıkılmaz zor bir durum var ortada..
İnatlaşma ve öfke ve gözdağı vermek ise işin adeta tuzu-biberi olmuş. Anlayacağınız MHP’de işler karışık. Hele son yargı kararları sonrası başlayan sürecin nasıl sonuçlanacağını ise artık kimse kestiremiyor.
Parti içi muhalefet 19 Haziran’da tüzük değişikliği için geri sayım başlatırken Genel Merkez yeniden bir hamle yaparak “Oyunu bozacağız olağanüstü kurultayımız 10 Temmuz’da olacak” şeklinde restleşmeye devam ediyor.
Tam bir taktik savaşı yaşanıyor anlayacağınız
Genel Merkezin bu süreçte en büyük kozu tüzük kurultayına Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin katılmayacak olması!
MHP tüzüğüne göre olağanüstü tüzük kurultayı  ancak Genel Başkan yada görevlendireceği bir yönetici tarafından açılış yapılırsa başlayabilecek.
Muhalifler ise bu koşulu yerine getirmek için MYK üyesine kurultayı açtırmayı planlıyor.
Genel Merkez ise genel başkan tarafından görev verilmeyen bir parti yöneticisinin kurultayı açmasının hukuken geçerli olmayacağını,kurultayın da böylece “yok” hükmünde olacağını savunuyor..
Peki ama Çağrı Heyeti ne olacak?
Genel Merkezin buna da bir cevabı var!
Genel Merkeze göre “3 kişilik çağrı heyetinin görevi kurultayı toplantıya çağırmak, kurultay tarihini belirlemek ve salonu tutmakla sınırlı. Çağrı heyetinin görevi salonun kapısında bitiyor”
Hadi bakalım gel de çık işin içinden!
MHP’de yaşanan bu kaos ortamı partinin geleceği açısından son derece risk taşımaya başladı. Bu kadar zorlama bu kadar işi yokuşa sürmenin mantığını anlamış değilim.
Hem muhalefet hem genel merkez sağlıklı düşünüp ortak bir kararda buluşamadı.
Yaşananların kime faydası olacağı ortada! MHP birlik ve beraberlik noktasında artık samimi bir görüntü veremez. Tüzük kurultayı  ve sonrası yapılacak mı yapılmayacak mı belli olmayan Olağanüstü Kurulatın yeni bir ayrışmaya yol açacağı ortada MHP’de yeni bir sayfa açmak için yola çıkanların işi daha da zorlaşıyor Çünkü onları tanımayan,onları her türlü hainlikle suçlayan,her fırsatta gözdağı veren Devlet Bahçeli ve onun yanındaki statükocu ekip var.
Ve bu ekip yine bir yolunu bulacak ve 19 Haziran’da toplanması öngörülen “tüzük kurultayını” yaptırmayacak..