Bakan Müezzinoğlu iş garantili memurluk döneminin tarihe karışacağını belirtrek referandumdan sonra harekete geçileceğinin işaretini verdi.
Yani 657 güvencesi tarih olacak... Köle gibi kullanma, sonra etinden, sütünden, siyasi itaatından yararlanma dönemi başlasın emi! Hele evet-hayır arifesinde üç milyon memuru tehdit etmek ‘kimden yanasın be bakan’ dedirtmez mi?
Böyle bir şeyi yapabilmek için memurun şimdiki şartların fevkinde kazanımları olmalı. Öyle oyuncağını çocuğun elinden alırcasına emekleriyle öre öre aldıklarını memurların elinden almak kolay mı?
Erdoğan için şu an yollara düşmüş birçok arkadaş Müezzinoğlu’nun beyanatından sonra beni aradılar. Ortak bir soru olarak “Bakan acaba ciddi mi” diye sordular. Ben de “Zamansız öten horozun akıbetini bilir misiniz” dedim. Güldüler...Ben de böylesine tecrübeli bir bakanın bıçak sırtı bir refarandum sürecinde üç çarpı dört eder on iki hesabını hesaba katmaması “Cervantes’in Don Kişot eserindeki maceracı ihtiyar şövalye Sanço Panço’yu taklit ettiğini gösteriyor” tahlilinde bulundum.
Bakınız, böylesine olmayacak duaya amin demekhem referandumun evet çıkmasına hem de 2019’daki Cumhurbaşkanlık seçiminde Reis’in cumhurun reisi olmasına içten içe takoz koymaktan öte bir anlam içermez. Bakan Müezzinoğlu 15 Temmuz’da Türkiye’nin dört bir tarafındaki camide okunan selaları ve o eşsiz sedaların anlamını soyadından mütevvelit başta kendisi bilmesi gerekir.
Zaten, FETÖ’den arınmış memurlar zaten şuan çalışıyor, görevini bihakkın yapıyor. Nasıl kiMüezzinoğlu gibi kişileri bakan olacak bilgiyle donatan hocaları memurdu, bugün de aynı evsafta binlerce memur var.Türkiye bir beka sorunuyla karşı karşıya kaldığı bir dönemde, savuşturulacak onlarca bela varken gündemi ‘memura amirden not vatandaştan zot’ şeklinde özetlenecek bir beyanatın hangi istikamete hizmettir, biz anlayamadık. Eğer böyle bir şeyin gerçekten yapılacağına dönük inat sürerse; bizden uyarması ‘evet’ sıkıntıya girer, Tayyip Erdoğan’ın gök kubbede hoş bir seda bırakma emeli tuzbuz olur.