14 Mayıs seçimleri üzerinden bir ayı aşkın zaman geçerken, bu süre zarfında Meclis’te yemin eden milletin vekillerine de mazbataları teslim edilmiş oldu.
En nihayetinde bugün, 28’inci dönemin çiçeği burnunda milletvekilleri bir yandan TBMM düzenine ayak uydurmaya çalışırken, bir diğer taraftan da Anadolu insanımızın ‘hayırlı olsun’ ziyaretleriyle moral motivasyonlarını artırmakta.
Başkent Ankara’da bunlar yaşanadursun…
Bizler, başta siyaseti olmak üzere her alanda zor şehir kabulü gören Trabzon’a dair hayat bulması pek zor sayılamayacak naçizane hayallerimizi, şair Cahit Sıtkı Tarancı'nın sevdiğim bir şiiriyle paylaşmak isterim.
Hamuruyla yoğrulduğumuz bu kentin, çiçeği burnunda vekillerine arz olunur.
“Memleket isterim;
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun…
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim;
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun…
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim;
Ne zengin-fakir, ne sen-ben farkı olsun…
Kış günü herkesin evi-barkı olsun.
Memleket isterim;
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun…
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.”
★
Kendi için değil, kenti için çalışacak tüm vekillere başarılar…
BU BAYRAM HERKESE LAZIM
Salgın hastalıklar, depremler, seller…
Tabiri yerindeyse son birkaç yılda birbirimize kenetlenmemiz için vesile sadece bunlar oldu.
Süreçte tarifi zor acılar, dayanması güç ayrılıklar yaşarken, kendi evimizde mutlu olmayı bile adeta komşumuza zulüm saydık.
Velhasıl efendim, yarın bayramın ilk günü.
Hani diyorum, bizleri bir araya getirip omuz omuza verdiren yalnızca kötü günler olmasa mı artık?
Bolluk ve bereketin git gide arttığı, şefkatle hoşgörünün katbekat çoğaldığı, huzurla mutluluğun hanelerden eksik olmadığı günlerin başlangıcı olsun bu bayram.
Cümleten hayırlı bayramlar.