Trabzonda yerel kafa hep pramatüre mi kalacak? Basit bir meselede bile bir bakanın, yüksek bir devlet görevlisinin telkin ve talimatları mı yerel kafaya yön verecek?
Birkaç ay önce, önceleri Doğru Yol Partisi'nde siyaset yapmış Hüseyin Memiş aradı. Sera Gölü civarının beton yığınına dönüşmeye başladığından yakındı. Ben de il dışında olduğumu, yerel bir meselede yazarken söylenenleri yerinde görmemin elzem olduğunu belirterek konuyla alakalı şimdi bir şey yazamayacağımı söyledim. Bilahare Trabzon'a döndüğümde şikayete konu olan yerleri gezip gereken şeyleri yazacağımı belirttim.
Ben yazmadan Türkiye'nin gözbebeği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu meseleye el koydu. "Nasıl yaparsanız yapın bu rezaleti ortadan kaldırın talimatını" verdi.
Bir şeyin ekolojik olguya aykırı olduğunu anlamak için Ankara'dan zılgıtı mı yemek gerek bilmiyorum. Bizim yerel kafa bu işleri anlayacak izana ve idraka sahip değil mi? Yoksa hinliklerinden ve cinliklerinden mi böyle umarsız bir tavır sergiliyorlar?
Bir vatandaş olan Hüseyin Memiş'in gördüğü çirkinliği nasıl oluyor da bizim koltuklu şahsiyetler görmüyor. Gerçekten anlayan beri gelsin!
Trabzon'u sevmek sözde olmamalı. Trabzon'un bir yerinde ucube işler vuku buluyorsa buna bakandan evvel tavır alması gereken şahsiyetler Allah aşkına ne iş yapıyor? Acaba makamların tafrasını yönetişme mi sanıyorlar!
Trabzon'un sadece Sera Gölü'nde değil iş yürüyen birçok alanında da problem var. En önemli sorun işin ucuzuna kaçarak ortaya konan bitmiş işlerdeki kalitesizlik sorunu göze batıyor.
Tek tek koltuklu zevatları burada afişe etsem Haçkalı Baba'nın önüne bir dalçık olur. Yani her biri bir briket koysa inanın Trabzon'un acil meselesi olan dalçıklar biter.
Her işin ucunu Ankara'ya bağlayıp kendileri tüyüyorlar. Devletin yaptığı - o da karşılığında en damar yerleri alarak- bir statla tam onbeş senedir oyalanıyoruz. Trabzon için gecesini gündüzüne ekleyecek koltuklular gerek!
Yani bir Erdoğan Bayraktar ihtiyacı had safhada. Yürüttüğü bakanlık gereği yatırım yapma noktasındaki fırsatlardan Trabzon'u yararlandırıyordu. O gitti, iş bitti mi yani!
Soylu, üstlendiği kutsal görevin büyük ağırlığı gereği yatırım ile alakalı işlerle meşgul olacak rahat bir zamana sahip değil. Bu yoğunluğuna rağmen bazı işlere müdahale edebiliyorsa bizim helal olsun demekten öte ne sözümüz olabilir?
Bizim eksiğimiz yerel kafanın çapsızlığı sorunudur. Özellikle bürokrat kesimimiz; tıkanık, öngörü noksanı ve inisiyatif fakiridir.
Trabzon gerçek manada Büyükşehir olacaksa çok önemli adımlara ihtiyaç duyuyor. Bu adımları atacak büyük kafalara, sorumluluk üstlenecek cevval yöneticilere hasrettir. Bu hasretle göçmeyiz inşallah!