Milli Eğitim Bakanlığı; öğretmen kadrosunda açık bulunması halinde, bu açığı ücretli öğretmen çalıştırarak kapatmaktadır. Ücretli öğretmenlik başvurusu İlçe Milli Müdürlüğü’nce alınır ve kriter olmadan isteğe göre görevlendirmeler yapılır.
Bu görevlendirme yalnızca bir öğretim yılını kapsar. Söz konusu kadroya öğretmen atanması halinde ise ücretli öğretmenin anlaşması sonlandırılmaktadır. Ücretli öğretmen maaşları, kadrolu meslektaşlarına göre çok düşüktür. Ücretli öğretmenliğe; lisans, önlisans bölümlerinden mezun olan kişilerin yanı sıra emekli öğretmenler de başvurabilmektedir.
Bu eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığının norm kadro açığı 130 bindir. Bu açığın 85 bini ücretli öğretmen çalıştırılarak kapatılmıştır. Ücretli öğretmenlerin mezuniyetlerine bakıldığında; 33 bininin eğitim fakültesi, 41 bininin lisans, 11 bininin önlisans mezunu olduğunu görülmektedir. Ücretli öğretmenlik yapanların önemli bir kısmının pedagojik formasyon eğitimini almamış, öğretmenlik tecrübesi olmayan kişilerden oluştuğu görülmüştür. Bu durum ister istemez eğitimin kalitesini de düşürmektedir.
Özel sektörde asgari ücret olan net 2.020 liranın altında hiçbir çalışan yoktur. Bu ücretin altında çalışan tespit edildiğinde ise işverene ciddi cezalar verilmektedir. Halbuki, MEB’te çalışan tüm ücretli öğretmenler asgari ücretin altında çalışmaktadır. İzin hakları olmayan, sigortaları her girdikleri 8 saate karşı 1 gün şeklinde düzenlenen, her tatilde ücretleri kesilen, işlerinin devamı yöneticilerin iki dudağı arasında olan ücretli öğretmenlik eğitim ordusunun binlerce piyadesi konumundalar.
2023 Eğitim Vizyon Belgesinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın ücretli öğretmenlik konusunda iyileştirmeye gideceğini açıklanmıştı. Sonrasında da Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda adımlar atılacağı söylendi. Devletimiz ücretli hakim, ücretli doktor, ücretli mühendis, ücretli polis hatta ücretli bakan çalıştırmazken neden ücretli öğretmen çalıştırmaktadır? Aslında sorumluların eğitime hangi gözle baktığına bir işarettir.
400 bin eğitim fakültesi mezunu öğretmenin, 250 bin civarında da eğitim fakültelerinde okuyan öğretmen adayının olduğu ülkemizde okullarımızdaki açığı ücretli öğretmenlerle kapatmak MEB’in büyük bir ayıbıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde kar zarar hesabı yapmamalıdır.
Sözleşmeli, ücretli gibi öğretmenlik modelleri modern köleliktir. Öğretmenler odasında bulunan kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen ve ücretli öğretmen aynı iş yapmasına rağmen farklı özlük haklarına sahiptirler. Eğitime katma değer sağlamayan bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmelidir. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik uygulaması tamamen kaldırılmalıdır.
Atanamayan öğretmenlerin istihdamı için MEB gerekli çalışmaları yapmalıdır. Kadrolu öğretmenlerimizin, ek iş olarak yaptıkları, son yıllarda sayısı hızla artan yatılı okullarda etüt sorumluluğu görevi veya dershanelerin kapatılmasıyla okullarımızda artan etüt ve kurs öğretmenliği gibi görevlere özel atamalar yapılabilir. Ayrıca eğitim fakültelerinin mezunlarının eritilmesi için YÖK ve MEB’in işbirliğiyle kontenjanlarının azaltılması gerekmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı kadrolu öğretmenler sayesinde eğitimizi verimli hale getirebilir. Acil olarak 60 bin öğretmen atanması yapıp, 2020 ve sonraki yıllarda ne kadar öğretmen açığımız varsa o kadar öğretmen atanması elzemdir. Ücretli öğretmenlik tarihin karanlık sayfalarına gömülmelidir.