Eğitim sistemimizin ezbercilikten kurtarılması, eğitimde sorgulayan, araştıran bir modele geçilmesi ve dünyaya entegre olmamız başta yeterli öğretmenler sayesinde gerçekleşebilir. Öğretmenlik kutsal bir meslek olmasının yanında geleceğin mimarları olarak toplumlarda öne çıkar. Toplumlar öğretmene ne kadar değer verirlerse o kadar geleceklerinden emin olurlar.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un eğitimci dostu yaklaşımları, eğitimin sorunlarını çözme konusundaki isteği, öğrencilere bakışı umut vericidir. Tabi ki eğitimin yıllardır süre gelen, katmerleşen sorunlarını kısa sürede çözebilmesi mümkün değildir. Ancak sorunlara kalıcı neşter vurmak için bu iradeyi ortaya koymak zorundadır.
Ülkemizde, üniversitelerde açılan fazla kontenjanlardan ve yıllardır yapılmayan atamalardan dolayı 400 bin öğretmen boşta gezmektedir. Hem devletimiz bu gençlerin yetişmesi için ciddi bir yükün altına girmiştir hem de aileler bu genç öğretmenlerin yetişmesi için büyük çabalar harcamıştır. Kurulan hayaller yıllardır yapılmayan atamalardan dolayı kabusa dönmüştür. Evliliklerini erteleyenlerden, toplumdan kendisini soyutlayana, psikolojisi bozulana hatta intihar bile eden atanamamış öğretmenler ordusu oluşmuştur.
2018 yılı içerisinde topu topu 20 bin atama yapan Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulaması şaşkınlıkla karşılanmıştır. Ek 20 bin atama için yapılan mülakatların sonucu da 15 Ocak tarihinde açıklanmıştır. Şimdi gözler Şubat ayında yapılacak atamalardadır. Herkes bilmelidir ki; bu 20 bin atama, 2018 yılı atamasıdır. Hiç kimse bu ilave atamayı 2019 yılı ataması olarak lanse etmemelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda 80 bin ücretli öğretmen çalışmakta olup, 110 bin norm açığı bulunmaktadır. Ücretli öğretmen olarak çalışanların 10 bininin ise 2 yıllık ön lisans mezunu olduğu yani öğretmen olamayacak kişiler olduğu görülmektedir. Aynı zamanda güvencesiz bir yöntem olan ve eğitimde verimi, başarıyı düşüren ücretli öğretmenlik artık adeta asal istihdam halini almıştır. Kaliteli eğitimi hedefleyen vizyon sahibi MEB’in arazlı olan ücretli öğretmenliği acil olarak kaldırması gerekmektedir.
Eğitimde doğru olduğunu bildiğimiz adımları atamadığımız her an bir neslin yok olmasını, körelmesini sağlamaktayız. Ortak aklin hakim olduğu, bilimsel verilerin önemsendiği ortamlar bizi başarıya getirecektir. MEB kurumlarındaki öğretmen açığını yapacağı ciddi atamalarla kapatabilir. Bu atamalar KPSS puan üstünlüğüne göre yapılmalıdır. Mülakat kaldırılmalı, güvenlik soruşturması yapılarak kamuda iş başı yapılmalıdır.
Tüm Türkiye’de 2019-2020 eğitim öğretim yılında tam gün eğitime geçilecek. OCED ülkeleri arasında olan ülkemiz, sınıf mevcutlarını otuzun altına indirecek derslik ihtiyaçlarını karşılamanın yanında kadrolu öğretmen sayısını da norm kadroya göre yerine getirmelidir. Burada başta Sayın Ziya Selçuk olmak üzere tüm görevliler sorumluluk almalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda 2019 yılı içerisinde Şubat ayında 40 bin ve Ağustos ayında 60 bin olmak üzere toplam 100 bin atama yapılmalıdır. Bu yıllardır birikmiş büyük bir sorunun tek çözümüdür.