Bugünden geçmişe bakıldığında Malazgirt Savaşı’nın önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
Yaklaşık 1000 yıldır yaşadığımız Anadolu topraklarının vatan haline gelişinin temellerini ilk olarak Malazgirt savaşının zaferi ile atılmıştır.
Ancak Anadolu’yu ele geçiren ve Hristiyan Avrupa ile Müslüman Ortadoğu arasında tampon bölge oluşturan Bizans Devleti’nin çok büyük bir güç ve toprak kaybına neden olan Türkler, aradaki bu bölgeyi ele geçirerek Avrupa’ya yeni akınların habercisi oluyordu.
Bütün İslam dünyasının Türklerin önderliğinde Avrupa’ya akın başlatmalarını önceden hisseden Papa, önlem olarak Haçlı seferlerini başlatmışlardır.
Sultan Alparslan öyle bir kapı açtı ki, Batı yüzyıllardır kapatmaya çalışıyor. Anadolu hala akıllarında ve hala hayallerinde hala Türkiye’yi parçalama projeleri devam ediyor.
Anadolu’yu yurt edindikten sonra dünya tarihinde etkin rol oynamaya başlayan Türkler aynı zamanda İslam aleminin de hem savunuculuğunu yaptı hem de İslamiyet’in yayılmasını sağladı.
Atalarımızdan kalan bu güzel yurdu korumak, kollamak, büyütmek biz ve gelecek nesillerin sorumluluğudur.
Uyuma, yatma zamanı değil, günümüzde öncesinden daha uyanık olmayız.
Alparslan’ların Fatih’lerin Abdülhamit’lerin ve Atatürk’lerin ruhları şad olsun mücadele verip dünyaya yön veren atalarımızın ruhlarını sızlattırmayalım.
Hafızamız tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bilinci ile kan ile alınan, kan dökülen, şehit olunan toprağın, ana toprak oluşunu ve her daim başkalarının gözünün burada olacağını unutmayalım, unutturmayalım.