Trabzonspor’un iki kez öne geçtiği ancak 2-2 beraberlikle sonuçlanan Fenerbahçe maçından sonra yaptığım değerlendirmede ,Ersun Yanal gibi üst düzey takımlarda görev yapıp şampiyonluk yaşamış, A Milli Takım’ın sorumluluğunu üstlenmiş, dahası bu işe gerçekten gönül vermiş, yenilikçi bir teknik adamın yaptığı ve yapmadığı değişiklikler nedeniyle galibiyetin kaçtığını belirtmiş, ”Ersun Yanal’ı anlamakta zorluk çekiyorum” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Yine iki kez öne geçilen ve yine 2-2 sonuçlanan Başakşehir maçından sonra da bu düşüncem daha da pekişti.
Sahi sayın Hocam; siz ne yapmak istiyorsunuz?
***
Başakşehir gibi çok etkili orta sahası ve forveti buluna bir takıma karşısına üstelik de deplasmanda Oktay- Mustafa stoper ikilisiyle çıkmak de ne demek oluyor.
Mustafa Akbaş çabuk ama, geç düşünen bir oyuncu. Üstelik Gençlerbirliği maçında taraftardan gördüğü tepki yüzünden tedirgin.
Okay’ın önde gelen özelliği gençliği ve kuvvetiyle ortaya koyduğu iyi niyetli mücadelesi. Pek çok eksiği var da en baştaki şu: Pozisyon ve oyun bilgisi zayıf. İşte bu yüzden Mevlüt Erinç’in arkası kaleye dönükken attığı beraberlik golünde rakibi engelleyemedi. Normal bir stoper olsa Mevlüt o topa vurabilir miydi?
***
Hadi stoperleri geçtik, son 15 dakikaya geldik.. İster Burak Yılmaz’ın olağanüstü golcülüğü deyin.
İster Avrupa yorgunu ve üzgünü Başakşehir’in rotasyonlu kadrosunun etkisizliği deyin..
Ya da Trabzonspor’un o dakikaya kadar iyi şeyler yaptığından deyin..
Yani ne derseniz deyin, bu takım son 15 dakikaya 2-1 önde girdi mi?
Ve de hem takımın ritmi düştü hem de Kucka başta olmak üzere bazı oyuncuların ayakları geri geri gitmeye başladı mı?
-Başladı.
Elia’nın oyuna girmesinden sonra Pereira’nın kanadı koridor oldu mu?
Oldu..
***
İşte bu anlarda teknik adamlar devreye girsin diye kulübedeler .
Yoksa çıkar tribünden izlerler maçı.
Ancak, orta saha ve defansı kuvvetlendirip göz göre göre gelen golü engelleyecek, en azından sürekli tehlike gelen Elia’nın kanadı için Pereira’ya yardımcı olacak pek çok müdahale şıkkı olduğu halde bunların hiçbirini uygulamaya koymadınız?
TV’den izlediğimiz maçta spikerin “Başakşehir kulübesinde hareket var” sözlerini işittikçe, “Şimdi sıra Trabzonspor’da” diye bekledik durduk, boş yere..
Ta ki golü yiyip skor 2-2 oluncaya kadar.
***
Samimi inancım o dur ki, stoperler aynı olsa da, gerekli müdahaleleri zamanında yapmamış olsanız da, şu son 15 dakika Burak Yılmaz ve Abdülkadiri dışarı alıp,Rodallega, Castillo, ya da Bongonda ikilisini sürseydiniz sahaya..
Ve de orta dörtlüyü defansın öne çekip her aldıkları topu gelişigüzel ileri vurdursaydınız bile bu maç , 3-2,4-2 biterdi..
***
Sözün özü Hocam.
Başarılı olmak için gösterdiğiniz büyük gayreti takdir ediyor, süper kariyerinize, teknik adamlığınıza saygı duyuyoruz , Trabzon ve Trabzonspor için ettiğiniz sözlerle de gururlanıyoruz ama, maceraya ayıracak zamanımız hiç yok.
Bizlerin doyasıya yaşadığımız büyük zaferleri, mutlulukları çocuklarımız, torunlarımız da görsün istiyoruz..
Ve de eksiklerine rağmen Trabzonspor’un kadrosunda bunu türlü gerçekleştirebilecek kalitede ve sayıda eleman olduğunu düşünüyoruz.
Bu yüzden artık, şapkadan tavşan çıkarmaya kalkmayın.
Ersun Yanal gibi görev yapın yeter..
Hem biz o şapkadan tavşan çıkmayacağımı yıllardır biliyoruz..
***
Sonunda Burak Yılmaz ve Jose Sosa gibi gerçek iki yıldız alabildi Trabzonspor.
Gerçek diyorum çünkü biz bu güne dek birkaç istisna dışında hep çakmalarına saydık parayı yıldızın..
Efendim yaşları 32’ymiş.
Ücretleri çok yüksekmiş..
Bana ne ya..
Biri iki çeyrek maç oynadı attığı 5 golle 5 puan ve 5 milyona (trilyon) yakın para kazandırdı..
Diğeri ayağının tozuyla sırtına geçirdiği Bordo-Mavili formayla rakiplerin tozunu almakla kalmayıp tribünlerin de göz zevkini okşuyor.
Bu arada 5 milyon Euro bonservisle gelip yıllık 2,5 milyon Euro ’ya imza atan Kucka’nın da yıldızlığını görmek için daha ne kadar bekleyeceğiz?
***
Bu arada yaşları küçük koca yürekli iki Trabzonspor taraftarına forma çıkarttıran zihniyeti hiç yadırgamadık. Çünkü herkes kendisine yakışanı yapar.
Bunların başkanları şikeden yargılanıp, takım kaptanları gazeteci dövmedi mi?..
Cevabı biz değil, Sinem Fıstıkoğlu’nun Twitter’inden aldığım canavar versin bir dörtlükle;
Uzanmayın sakın formama
Aldanıp ta tipime
Çok fena olursunuz
Eliniz değerse pipime..