Maç değil işkence!

Oyun kurgusu, planlaması, mücadelesi ve geri dönüş hırsı; hepsi tamamda inanın bu takım antrenmanda bile bu kadar gol pozisyonuna giremiyordur.
Bu kadar gol kaçırıp ta sonrasında kazanmak gerçekten muhteşemdi.
Sahaya hücum organizasyonunun planlandığı bir kadro ile çıkan Trabzonspor maçın başından itibaren kazanacağının sinyallerini verirken özellikle ilk yarıda kaçırılan pozisyonlar hem stresi arttırdı, hem de acaba sorularını beraberinde getirdi.
İki takımda ikinci bölgeyi rahat geçerken Kayserispor’un bu bölgeye takılı kalmamak için geçişlerde pas uzunluğunu arttırması Trabzonspor’un savunma dengesini bozarken kazanılan her topta Kayseri kale alanına kadar girilmesi pas bağlantılarının ne denli başarılı olduğunu da gözler önüne serdi.
Gomez merkezli kaçırılan pozisyonlar çok oldu fakat bu hücum organizasyonunda ne denli başarılı olunduğunun da kanıtıydı.
Trabzonspor bana göre hücum organizasyonunda istenilen seviyeye gelme konusunda hayli yol kaydederken, savunmada kademe anlayışı, adam ve alan markajında sıkıntılar var.
Trezeguet, Gomez, Abdulkadir, Bakasetas hücum organizasyonlarında aktif rol alırken bu dörtlüyü destekleyen Hamsik ile zenginlik artıyor. 
İçeri kat ettiğinde varlığı hissedilen Abdulkadir Ömür’ün çizgide olmayacağını defalarca yazdım. Bu kardeşimiz geniş alan bulduğunda hem adam eksiltip, hem de alan kat etme meziyetlerine sahip. Fakat iş bir tarafı çizgi olan alana gelince değişiyor. 
Trabzonspor kazanmayı çok istedi, gol kaçırdıkça hırçınlaşmadı, futbolu çirkinleştirmedi ve sonuçta seriye devam ederek bu haftayı kayıpsız geçirdi.
Yoğun maç trafiğinin birinci gününü kayıpsız geçiren Trabzonspor, bundan sonra taktik anlamında tekrarlarını oynayacağı Avrupa ve lig maçlarında yapacaktır.
Dün akşam kaçan onca golden sonra kaybedilmesi haksızlık olurdu…
Oyunun bütününe baktığımızda oyundan değil kaçan gollerden dolayı maç adeta işkenceye dönüştü. 
Milli aradan sonra böyle bir geri dönüşe ihtiyaç vardı ve bu gerçekleşti.