Canım sıkıldığı zamanlar ya müzik dinler ya da şiir kitaplarına koşarım. Böylece kendime gelir, bunaltıdan kurtulurum. Bu kez öyle yapmadım. Eski gazete koleksiyonlarımı karıştırayım derdim.

"27 Mayıs Darbesi"nden sonra Altan Öymen'in yönetiminde Ankara’da çıkan Yeni Gün gazetesinin sayfalarında okuma safarisine daldım.

O zamanlarda da Türkiye'nin kalbi Ankara'da atıyor. En dikkat çekici durum da; darbe sonrası normal siyasi yaşama geçiş için yasa düzenlemeleri yapılıyor. Oluşacak demokratik ortam için herkes görüşünü dillendiriyor, yazıyor.

O günlerde "aydın" diye tanımladığımız akademisyenler, yazar-çizer takımı üzerlerine düşen görevi çekinmeden söylüyor, gazetelerde/dergilerde rahat-rahat yazıyor.

Ankara'da siyasetin nabzını tutan Yeni Gün gazetesinde de böyle bir ortam var.

Ah... Şimdi nerede böylesi gazeteler?..

Yeni Gün gazetesinin başyazarı o dönemin önemli kalemi, düşünürü, akademisyen, Prof. Dr. Aydın Yalçın (1920-1994)...

Koleksiyonu karıştırırken 25 Temmuz 1961 tarihli Yeni Gün'de Rahmetli Aydın Yalçın'ın "Liderleri yakından tanımalıyız" başlıklı yazısını okudum ve bazı bölümlerini okumanız için buraya aldım.

Rahmetli Aydın Yalçın, o tarihte -özetle- şöyle yazmış;

"..... Gerçek ve sağlam bir demokrasi kurmak istiyorsak liderleri seçerken çok titiz davranacağız. Onları yakından tanımak ve yakından takip etmek zorunda olduğumuzu bir an hatırdan çıkarmayacağız. Zihni kapasitesini ölçeceğiz. Yani, hareketlerine, karar ve davranışlarına temel teşkil eden bilgi seviyesini, zekâ kudretini öğreneceğiz. Liderlik her şeyden önce, kütlenin karar salahiyetinin delege edilmesi demek olduğuna göre, sözünde durma, kararlarında istikrar birinci derece önemli faktör sayılır. Bu sebeple, liderlerin siyasi mazilerini yakından takip ve tetkik edeceğiz. Onlarda çalışma kabiliyeti, fedakârlık, vefa ve arkadaşlık hisleri nasıl teşekkül etmiştir öğrenmeye gayret edeceğiz."

"..........."

" Bizim için her gün önemli kararlar alacak insanların hakikaten yetkili, gerçekten güvenilir insanlar olması için, bütün dikkatimizle liderlerimizi tetkikten geçireceğiz. Şarlatanları, kabiliyetsizleri, demagogları, insan sevgisi olmayan haşin yaradılışlı kimseleri, dikkat süzgecimizden geçirmemeye gayret edeceğiz. Demokrasimizin geleceği, ancak bu şartlar yerine getirildiği takdirde sağlam teminata bağlanmış sayılabilecektir."

Rahmetli Aydın Yalçın'ın bu yazısının üzerinden yarım yüzyıldan fazla zaman geçti. Bugünkü manzara için acaba duygularını nasıl yazardı?

Manzara ortada...

Demokrasi adına akıllarımızı bir kenara itip, hep körü körüne particilik oynadık. Horoz dövüşü yapıp kendi kendimizi kandırdık.