Ben bireysel demokrasiden değil toplumsal demokrasiden yanayım. Çünkü toplumsal demokrasilerde düşünce ve eylem dinamik bir güçtür. “Dediğim dedik; çaldığım düdük” diyen insanlar toplumsal demokrasiyi içlerine sindiremezler. Bu insanlar egemenliği kendi ellerinde toplama hevesinde yaşar ve öylece de ölürler.
Ortak yönetim, toplumsal demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Büyük şirketler, holdingler varlıklarını ortak güçlerinden alırlar. Başarılı da olurlar. “Az olsun, benim olsun” yaklaşımı kişiyi bireyselliğe, bencilliğe götürür.
Koalisyon demokrasi ve seçimle yönetilen ulusların içlerine sindirecekleri bir yönetim biçimidir. Nice demokratik ülkelerde ülkeyi yöneten partiler, ortak yönetim oluşturmaktadırlar. Pekâlâ da başarılı olmaktadırlar,
Geri kalmış mı dersiniz, geri bıraktırılmış mı dersiniz bilemem ama bu tür ülkelerde koalisyon rejimin teminatıdır. Hukuku, insan haklarını ve uygarlığı yok sayan iktidarlar, ülkede istediği gibi at koşturmaktadırlar. “Ben sandıktan çıktım öyle ise ben gücüm, ben anayasayım, ben hukukum ve benim ağzımdan çıkan her söz doğrudur” düşüncesine sahip olan yöneticilere koalisyon firendir, settir.
Eğriye eğri doğruya doğru ben, bizim gibi ülkelerde koalisyondan yanayım. Çünkü iktidarların ve ülkeyi yöneten hükümetlerin iç denetimini ortak yönetim yapar ve doğrudan ayrılmasına engel olur.
Aslında AKP yönetimi, gizli bir koalisyondu. “Benden selam olsun okyanus ötesine” diyen dönemin başbakanı bu görüşümüzü doğruluyordu. Ama bu koalisyonun temel görevi ülkeyi ve ülkenin gelirlerini paylaşmaktı. Devleti ele geçirmekti. Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıp, keyfi yönetim oluşturmaktı. Başarılı olundu da. Ordumuz zayıflatıldı. Polisimiz, partileştirildi. Adalet iktidarın güdümüne girdi. Kısaca bir asra yaklaşan Cumhuriyet dönemindeki insanca yaşama kazanımla bitirildi.Yandaşların cepleri dolduruldu. Kapısında eşeği olmayan, kağnı arabasını bulamayan yandaşların altlarında son model araçlar, kapılarında traktörler oluşturuldu. Bir yandan yandaş zengin oluşturulurken diğer yandan ezilen, fakirleşen toplum yaratıldı. Neden mi? Demokrasinin, Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanarak iktidara gelenler, demokrasinin nimetlerini önce kendi yakınlarına, sonra yandaşları için kullandılar. Bir koalisyon hükümetinde bu kadar kolay at koşturamayacakları için demokrasinin vaz geçilmezlerinden ortak yönetimi öcü gibi göstermeye çalışmaktadırlar.
Biz, ayrılıksız, sömürüsüz ve katkıcı bir toplum yaratılmasından yanayız. Toplum bu yönde değiştirilmelidir. Evet, emeğe saygı duymayan, demokratik kuruluşları aşağılamaya kalkışan, hatta bilim adamlarını, sanatkarları, emekçileri küçümsemeye kalkışan bir yönetim biçimini önümüze bulunmaz nimet gibi koyan düzenin elbette ki karşısındayız.
Bu ülke koalisyonlarla da yönetildi. Elbette ki yanlışlıklar, içten hesaplar da yapıldı. Ama insanlar bu kadar aç, sefil ve sağa sola sürülmedi. Yargı, hukuk ve meslekler bu kadar partileştirilmedi.
İnanın, biz vatandaş olarak koalisyondan korkmuyoruz. Onu iç denetim aracı gördüğümüz için demokrasinin zedelenmeyeceğini düşünüyoruz. Ama bugünün iktidarı düşmüş yollara ortak yönetimi öcü gibi göstermeye çalışmaktaydı. Biz onların zorlarını anlıyoruz.
Güzel de ey iktidar! Siz ortak yönetimden neden bu kadar korkuyordunuz ki? Bakın hiç de öcü değilmiş.