Trabzon elbette on yıl önceki Trabzon değil. Özellikle yeni inşaatlar şehri bir boydan bir boya kaplamış, biten sitelere insanlar taşınmış, bitmek üzere olanlar da sakinlerini bekliyor. Yollar on yıl öncesine göre ikiye katlanmış, aynı oranda da kalitesi artırılmış şekilde hizmet veriyor. Devam eden, yakın gelecekte tamamlanacağı söylenen yollar da bekleniyor. Yani başarılmış iki temel konuda Trabzon'a on yıllık zaman dilimi baz alındığında söylenecek bir söz yok. Lakin... Trabzon iki konuda ise gerektiği ölçüde adım atmış değil. Biri doğalgazın hedeflendiği şekilde yaygınlaştırılamaması diğeri ise raylı sistemde yaşanan adımsızlıktır. Bu adımsızlığı siz adamsızlığa yorabilirsiniz ama ben irade koyamama olarak tariflendiriyorum. Belki de bir vizyon yoksunluğudur. Hep yazdım durdum. Bir şehrin Büyükşehir olmasında ne hava yolu, ne kara yolu, ne de deniz yolu etkilidir. Açıkça belirtelim ki demiryolu ağına entegre olmayan, bir de şehrin bünyesinde metro barındırmayan bir kente Büyükşehir denmez. Belki çocukluk yıllarımızda bir köyden bir ilçeye gelen kişi ilk kez şehir gördüğü için "Ne böyük şeher" diyebilir. Bizim gözlerimizin çapağı silinmiş olduğu için biz bu ölçütleriyle Trabzon'a Büyükşehir diyemiyoruz. Büyükşehirliği hak etmek için Of'tan Beşikdüzü'ne hızlı bir raylı sistem acilen ihale edilmelidir. Ayrıca Basra- (Antep, Sivas, Erzincan) Trabzon hattı uluslararası bir düzlemde ele alınıp hayata geçrilmesinin peşine düşülmelidir. Büyük düşünmeyen şehirler ismen büyük ilan edilebilir ama cismen bu payeyi elde etmeleri mümkün değil. Basra-Trabzon hattı iyi anlatılırsa "yap-işlet-devret" işte sana servet sağlayacağından inanın proje için sıraya gireceklerdir. Rusya-Ukrayna-Gürcistan-Türki cumhuriyetler hesaba katıldığında Türkiye dahil 500 milyonluk tüketim kültürü olan bir alanla; Güney'den Hindistan, İran, Irak, Suriye gibi ihtiyaçları hiç bitmeyen ülkeler arasındaki ticaret ete kemiğe bürünmüş olacak. Herkes kazanacak ama Trabzon taksim merkezi olarak daha fazla kazanacak. Bu işleri sadece Trabzon Büyükşehir Belediyesi'nin sırtına vurmak ne insani ne de İslami bir tavır olur. Bu şehrin Ankara'daki siyasi aklı ile ülke çapında etkin olan ticari aklı ve sivil inisiyatif aklı bir bütün olarak hayallerini büyütmelidir. Unutulmamalıdır ki küçük akla büyük fikir düşmez.