KÖTÜNÜN İYİSİ DEĞİL, İYİNİN İYİSİ...

Objektif olup demokrat davranmak için önce bilgi birikimi gerekir, bilirsiniz.        

Toplumsal yaşamda işte böyle kimliklerin varlığı aranır hep...

Pusula gibidir böyle kişiler/kişilikler.

Peki, nasıl bir yol izlenecek böyle bir durumu yaratmak için?

Birinci koşul,  toplumsal bilgi birikimi gerekir... Ama yeter mi? Yetmez, bu bilgi birikimini sağduyu egemenliğine verip demokrat bir toplum oluşması gerekir.

Kişinin böyle bir dünya yaratması zor mu dersiniz?

Bir yerde zor, bir yerde kolay..

Zor, çünkü siz istediğiniz kadar, demokrat kişiliğinizle yaşamda yer almaya çalışınız, sizin muhatabınız olan kişilerle aynı frekansı oluşturmanız, buluşmanız zor bir eylem olarak önünüzü keser.

Bir orkestrada çoğu enstrümanların akortsuz oluşu karşısında sizin çok da akortlu sesiniz o ses kaosunda kaybolup gider.

Burada, "bildiğim bildik, çaldığım düdük" cehaletinin çoğunluğu/egemenliği sizin kişisel olarak karanlığa yakacağınız küçücük mumun ışığına bile izin vermez, tolerans göstermez.

"Sen zot, ben zot" kör anlayışının yarattığı ortamdır burada oluşan...

Böylesi toplumlarda demokrasi, bir aldatma oyunundan öteye geçmez/geçemez.     

Çünkü, ortada bilim, kültür, sanat adına gözüken bir eylem yoktur da ondan...

O zaman, demokrasiyi rayına oturtmak isteyen samimi siyasetçilerin başı dertten kurtulmaz, yaşam boyu verdikleri siyasal mücadelesinin olgunlaşmasını  -ne yazık ki- göremeden terk-i dünya ederler.

Demokrasi tarihimize böyle özverili, "pusula siyasetçi"lerin varlığı' hep umut oldu bu topluma...

"Tek Parti"  dönemini "demokrasi" ile taçlandırmak isteyen Atatürk'ün silah arkadaşı İsmet İnönü işte bu kimliğiyle önem taşır bizce...

Türkiye'de demokrasinin yerleşmesi/kökleşmesi için çaba gösteren Celal Bayar, Adnan Menderes ve Osman Bölükbaşı ilk dönemin toplumsal demokrasi heyecanını yaşayan liderler oldular.

Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel siyasal anlaşmazlıklarına karşın ülke yönetiminde demokrasiyi sahiplenen kimliklerdi.

Daha yakın zamanların değerlendirmesini tarih elbette yazacak...

***

Bugün demokrasimiz yeni denemeler dönemini yaşıyor. İçteki demokrasi çekişmelerine dıştan yönelen olumsuzluklar elbette aşılacak. Ama bir koşulla: Demokrasiyi bilim, kültür ve sanatla besleyecek/destekleyecek anlayışın egemen olması gerekir bu konuda...

"İyi Parti"; kötünün iyisi değil, iyinin iyisi gibi bir kimlik iddiası/savıyla toplum önünde mesaj verirse;  girdiği siyaset arenasında başarıyı yakalar diye düşünüyorum.