Burak’lı, Kuçka’lı ve hatta Bongonda’lı Trabzonspor’u, parçalı ya da çubuklu forma içinde görmek, Konyaspor karşısında sezonun ilk galibiyet sevincini yaşamak..

Önce stadyumda sonra meydan da, daha sonra da sosyal medyada bunun keyfini çıkarmak için Bordo-Mavili taraftar heyecanlı bir bekleyiş içindedir.

Her maç önemlidir de, bu Konyaspor maçı çok daha önemlidir.

Çünkü taraftar tam havaya girmiş vaziyettedir.

Formasını, alıyor, kombineye ilgi giderek artıyor, iyi bir başlangıç için can atıyor.

Daha baştan hevesini kırmamak için de, pazar günü o stattan mutlaka galibiyetle ayrılmak şarttır..

***

Ancak Beşiktaş karşısında pür dikkat izlediğim Konyaspor takımını alt etmek hiç de kolay olmayacak. Takım birlikteliğini sağlamış, yeterli kondisyona da ulaşmış gözüken Yeşil-Beyazlı ekipte, ayrıca, hatlar arasındaki uyum, topa sahip olup pas yapma, sahanın her alanında rakibe basma, defansta güvenli ve garanti oynama, kanatları iyi kullanarak çabuk atağa çıkma konularında da artılar fazla. Bütün bunlara Trabzonspor’u iyi tanıyan, kontratak ustası Mustafa Akçay’ı, bir de Trabzonspor’u her gördüğü yerde gol atabilen Traore’yi de eklediğimizde, pazar günü zor bir maç Trabzonspor’u bekliyor olacak.

***

Şimdi biraz empati yapalım ve kendimizi gol atamazsa Trabzonspor’dan puan alamayacağını bilenMustafa Hoca’mızın yerine koyalım.

Maçın taktiğini hazırlarken ağırlığı nereye veririz?

Kesinlikle kontratak . Ki bunun için de şartlar çok müsaittir.

Şöyle ki; Bordo-Mavili savunmanın ortasındaki Uğur-Durica ikilisi henüz yeterince form tutamamıştır, ayrıca ikisi de ağırdır. Solbek Mas’da geldiğindeki formunu yakalayamamıştır.

Sizin elinizde de Traore ve yeni transfer Fofana gibi çok çabuk ve süratli, araya atılan topları kapıp kaleye gidebilen, çalım atıp gol ve asist yapabilen iki oyuncunuz varsa yapacağınız plan bellidir.

Uğur, Durica ve de Mas’ın arkasına atılacak toplarla bu oyuncuları buluşturup direk kaleye gitmesini sağlamak.

***

İşte kontratak ustası hocamız Mustafa Akçay’da, tüm planını önce takım savunmasını sağlam tutup, sonra da bu tür bir uygulamayı gerçekleştirebilmek için yapacaktır.

Ve de şunu iyi bilmektedir ki, maçın berabere gittiği her an, galibiyete yakın olan kendi takımıdır.

Gol atamadıkça tribünlerin de baskısıyla kontrolsüz hücum yapması kaçınılmaz olacak bir Trabzonspor karşısında da, bu planın işlemesi için müsait fırsatlar muhakkak bulacaktır.

Bu yüzden Trabzonspor için bu maçta ilk golü atmak çok önemlidir.

Bu başarılırsa rakibin en önemli silahı olan kontratak kozu bu kez Bordo-Mavililer’in eline geçer.

Zira hangisi sahada olursa olsun, Burak Yılmaz, Hugo Rodallega, Theo Bongonda ve Yusuf Erdoğan gibi kontratağa yatkın ve bunlara top atacak Yusuf Yazıcı, Jurac Kucka ve Olcay Şahan gibi oyuncuları olan Trabzonspor, bu durumda ikinci golü bulmakta fazla zorlanmayacaktır.


Patlak ya da çatlak hortum üzerine lak lak!
Sevgili arkadaşımız Faruk Ata’nın Gürbulak’ta bulunan evi önceki gün eşyalarıyla birlikte yanarkan,hepimizin de yüreğini yaktı. Can kaybı olmaması tesellimiz olsa da, yine de ‘mal canın yongasıdır.’

Şimdi, bin bir zahmetle aldıklarını yeniden yerine koymak için uğraş, dur.

Faruk kardeşimize tekrar büyük geçmiş olsun derken, şu meşhur hortum hikayesine değinmeden olmaz..

Hani o yangını söndürmeye giden itfaiye aracının kimine göre çatlak, kimine göre de patlak olduğu için yangını henüz çatıdayken söndüremeyen meşhur! hortumuna..

**

Yetkililer ısrarla diyor ki,”Yola çıkarken hortum sağlamdı , burada çatladı” (patladı)

İnanıyoruz, öyledir, doğrudur.

Lakin işe yaramadıktan sonra, o hortumun nerede çatladığı, patladığı önemli mi?

Asıl sorun şu: Niye bizim olacakları önceden görmek, ona göre tedbir almak gibi bir huyumuz yoktur.

Yani, bugün bir futbolcu bile maça en az iki yedek krampon götürürken, yangın söndürmeye giden bir itfaiye aracında niye böyle bir ihtimale karşı yedek bir hortum bulunmaz.?

En azından patlağı ,çatlağı onarabilecek bir aparat da olamaz mı?

Mesele budur.

Ve biz bu tür meseleleri hiç mesele etmediğimiz için, suçu hep kadere atarız.

“Kader işte” dediğimiz kadar, kafa yorsak yaptığımız işte.”

Kadere de bu kadar çok haksızlık yapmamış olacağız!...