KONSANTRASYON
Sürekli söylediğimiz yerli rotasyonu ve uzun oyuncu zafiyeti Arıs maçında da karşımıza çıktı. Top kaybı istatistiğine baktığınızda iki takımın da 17 top kaybıyla oynadığını görüyoruz. Fakat top kayıpları değerlendirilirken kaybedilen topların niteliği göz önünde bulundurulmak zorundadır. Eğer kaybettiğiniz toplar çok basit ve rakibin direk hücumuna etki eden toplarsa bu sizin savunma motivasyonunuzu bozarken hücum etkinliğinizin de düşmesine sebep olur. Takımımızın Yunanistan deplasmanına giderken “Ben bu maçı kazanacağım” anlayışıyla gitmediği çok net biçimde belli oldu. Zira gerek hücum gerekse savunma konsantresi maçı kazanmak adına kesinlikle yeterli düzeyde değildi. Özelikle savunmada ters taraf savunması dediğimiz topun olmadığı bölgenin savunulmasında ciddi sorunlar yaşandı. Bu da rakip oyuncuların gerek lig, gerekse Avrupa Kupası istatistiklerinin üzerine bir hücum ortalamasıyla oynamasına, dolayısıyla maçın kazanılmasında önemli bir etki sağlanmasına sebep oldu. Takımımızda ise, özelikle yerli rotasyonunda skora etki eden oyuncumuzun olmayışı maçın kaybedilmesindeki en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor. Özelikle Eurocup’ta, Eurochallenge gibi bir kupadan daha üst düzeyde bir seviyede oynuyorsanız, mutlaka takım rotasyonunuzun da çok daha üst düzey olması gerekmektedir. Takımınızdaki oyuncuların 5 tanesi sizde skor olarak katkı sağlamıyorsa, geri kalan oyuncular sizi bir yere kadar götürür, ondan öteye de gidemezsiniz.
Bu hafta lige son derece önemli İBB. karşılaşmasına çıkacağız. Umarım Avrupa Kupası’nda yaşadığımız konsantre sorununu ligde yaşamayız. Çünkü Türkiye ligi çok daha zor ve telafisi olmayan bir lig. Avrupa Kupası’nda zora soktuğumuz durumu Türkiye’de de yaşarsak telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşabiliriz ki bu hiç kimseye bir yarar sağlamaz.