Hıristiyanlar azar azar onun çevresine toplandılar. Vezir onlara gizlice İncil’in namazın sırlarını anlatıyordu.
Görünüşte Hıristiyanlığın emirlerini anlatsa da anlattıkları Hıristiyanları tuzağa çekmek için bir yemdi.
İmansız vezir badem ezmesinin içinde sarımsak saklar gibi, din nasihatçiliği yapıyordu.
Sözleri, içine zehir katılmış şeker şerbeti gibiydi. Gerçek Hıristiyanlar, o sözlerin altındaki acılığı hissediyor ama tam çözemiyorlardı.
Cahil ve anlayışı az olan insanlar, gönüllerini hilekâr vezire tamamıyla kaptırmışlardı. Vezir Hz İsa’nın yeryüzündeki vekili, sözleri de boyunlarında birer halkaydı artık.
Vezir, kısa zamanda bir emriyle ölüme gidecek kadar kendisine bağlı, yüz binlerce Hıristiyan’ı etrafına topladı.
Aradan tam altı sene geçti.
Yapılan plan adım adım uygulanırken, padişahla vezir arasında gizlice haberleşmeler yapılıyordu.
Padişah bu işi bir an önce bitirmesini isterken, vezir padişahtan biraz daha sabretmesini diliyordu.
O dönemde, Hz İsa’nın kavminin başında yöneticilik yapan on iki emir vardı. Bu emirlerin hepsi de vezirin tuzağına düştü. Ona inanıyor ve güveniyorlardı. Onun için ölmeye bile hazırdılar. Samimiyetinden hiç şüphe etmiyorlardı.
Vezir bu arada her emir için Hıristiyanlığın ilkelerini anlatan on iki kitapçık hazırladı. Her kitapçık birbirinden ayrı hükümlerle doluydu. Dinin emir ve yasakları birbirini tutmuyordu.
Kitapçığın birinde riyazet ve açlığın tövbenin esası, Allah’a dönüşün şartı olarak bildirilirken, diğerinde açlığın insana bir fayda getirmeyeceği yazılıydı.
O kitaba göre cömertlik Allah’ bulmak için yeterliydi.
Bir diğer kitapta aç kalmanın cömertliğin de Allah’a şirk koşmak olduğu ifade ediliyordu.
O kitaba göre de her şeyi başı Allah’a tevekkül ve teslimiyetti.
Bir başka kitapçıkta da diğer kitapçıktaki belirtilen düşüncenin tamamen zıddına, kulun yapması gereken şeyin hizmet ve ibadet olduğu, ibadetsiz ve hizmetsiz bir tevekkülün suç olduğu belirtiliyordu.
Hilekâr vezirin hazırladığı, bu kitapçıkların hiçbiri birbirine uymuyordu.
Birinde yapılması tavsiye edilen şeyler diğerinde yasaklanıyor, suç kabul ediliyordu.
Devamı yarın…