Hasan Al, genç bir insan. Sıpor yazarı.
Özkan Sümer’in çok yakınında uzun yıllar bulunmuş “dost, kardeş, evlat” gibi bir adam.
Sıporu bilmek, anlamak, yüreğinde taşımak, Tırabzon’u, Tırabzonsıpor’u sevmekle, benimsemekle özdeştir. Ve Tırabzon ekonomisinin kalbindeki ana kaynaktır: Sıpor.
“Cesur yürekliliği”, azmi, iradesi, sabrı ve enerjisi Hasan’a, uzun yıllar Özkan Sümer’in yanında kalmayı, “çok yönlü bir biçimde izlemeyi, tanımayı, anlamayı” sağladı.
Zamanı el verdiğince de yanından hiç ayrılmadı… Çokça da İstanbul’da, Tırabzon’da bir araya geldiler.
Özkan Sümer kimdir? Neden “kendini yaratan” üst başlığıyla bu kitap hazırlanmıştır? Kendini yaratmak ne demektir, yeniden var olmak ne anlama gelmektedir? Bu destansı öyküyü yazdı, anlattı Hasan.
Okumak, bir okul bitirmek, bir meslek sahibi olmak demek değildir. Okumak insanı, yaşadığı toplumu, insanlığı, dünyayı, evreni bilmektir, öğrenmektir, tanımaktır. Okumak nedeni, niçini, nasılı sormak, araştırmak, yanıtlarını almak, yaşamı anlamak, anlamlı kılmak, anlamlandırmaktır. Özkan Sümer herkesten çok, bulduğu ve ayırdığı zamanlarla yaşamına doldurduğu kitaplarla, bilgelerle, bilgilerle, düşüncelerle, kurduğu dünyada değişik, hiçbir okulun yetiştirmediği, herkesten farklı, “üst düzey” bir kültür, düşünce, sıpor insanı oldu. Maçka’nın küçücük sokaklarından evrenselliğe uzandı. Bu yüzden “tırnaklarıyla kazıyarak kendini yetiştirdi, kendini var etti, hiç kimsede olmayan özelliklerle kendini yarattı.” Bu yüzden yılmayan, pes etmeyen, teslim olmayan, direnen, karşı koyan, yenilgi dedikleri “şeyden” her zaman dersler çıkarıp, güçlenerek “küllerinden doğan” insandır; “asla yenilmeyen insandır”, hastalık hariç.
Özkan Sümer bilgiye “açlık” duyan, kitap kurdu bir insandır. Türk ve dünya edebiyatını, kültürünü, sanatını, kılasiklerini okuyacak, filozofinin içine dalacak kadar cesur ve onlara gereksinim duyacak kadar yüce insandır. Okuduklarını, öğrendiklerini düşünen, sindiren, yeni düşünceler ve yorumlar üreten insandır. Her alanda ve anında bildiği, düşündüğü kadar bilgeliğiyle “titiz” insandır. İnsanın değil, aklın, bilginin, düşüncenin dediğini yapan insandır. Bilgiyle, insanlarla, seyircisiyle korkusuzca “yüzleşen” insandır. Çünkü: Düşünür, doğrudur, dürüsttür, namusludur ve defolu yanı yoktur.
Son zamanlarında Hasan’a “en çok üzüldüğüm şey, kitap okuyamamaktır” diyecek kadar, kitabı, okumayı, öğrenmeyi, düşünmeyi yaşamın önüne koyan, anlamlı ve değerli gören insandır... Hele kitap okuma “alışkanlığının” olmadığı bir toplumu düşünürsek, düşüncesinin ne denli büyük ve erdemli olduğunu görmek ve anlamak zor olmasa gerektir.
Özkan Sümer insanı, insan pisikolojisini, sosyolojisini, eğitimini, insan yetiştirmeyi, sıporu içselleştirerek yaşam tarzına dönüştüren insandır. Sıporun felsefesini yapan insandır. Sıporda, sıporcuda olması gerekenleri, sahip olunması gereken donanımları çok iyi bilen insandır. Bireyi, toplumu, kendini soran, sorgulayan, ürettiği çözüm yollarıyla önlemler getiren insandır. Kurduğu “altyapı” ile sporda eğitimi, bilgiyi, beceriyi gençlere kazandırmasındaki başarıyı, ustalığı ve olağanüstü çabayı takdir etmemek için görmezden gelmek gerektir.
Bu kitapla, Özkan Sümer’in, Ahmet Suat’la ve diğer değerli insanlarla Tırabzonsıpor’un gerçekleştirdiği Anadolu İhtilalinin destansı öyküsünü, Türk futbol yaşamının tarihini okuyacaksınız. Salt Özkan Sümer’i değil, Özkan Sümer’le birlikte tüm Türk futbol camiasını, başta federasyon olmak üzere, basını, kulüpleri, futbol adamlarını, futbol kurum ve kuruluşlarını, “kirli oyunlarla” sıpora, sıporculara ve kulüplere düşürülen gölgelerin, yapılan mücadelelerin hikâyesini en yetkili ağızlardan dinleyeceksiniz.
Özkan Sümer’in çok yakınında bulunan Hasan, ayrıntılara kadar, Özkan Sümer’in duygularını, düşüncelerini, kulüplerin ve yöneticilerin, sıporcuların “nasıl olması” gerektiği noktasındaki yazılarını, notlarını, röportajlarını tek tek taradı. Dostlarını, arkadaşlarını dinledi. Çevresindeki insanlarla ilişkilerine ve anılarına yer verdi. Özkan Sümer gibi “aykırı, yenilikçi, çağdaş” bir aydını, sıpor adamını anlatmak gibi çok zor bir işe soyundu ve başardı.
Heyemola Yayınları arasında çıkan “Kendini Yaratan Adam, Özkan Sümer” ilkeli, sıporu, futbolu, Tırabzon’u, Tırabzonsıpor’u seven ve gönül veren herkesin okuyacağı, beğeneceği, düşüneceği ve üzüleceği güzelliktedir. Dostluğu da göreceksiniz, ihaneti de. / Özellikle sıpordan ekmek yiyen herkesin; malzemecisinden seyircisine, futbolcusundan teknik adamına, yöneticisinden basın mensuplarına kadar herkesin okuması gereken bir kitap.
Genç kardeşim Hasan Al’ı kutluyor, bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum.
Sağlıkla, sevgiyle kalın.