İlk yarıdaki aciz halinden kurtulmuş bir görüntüyle ikinci yarıya başlayan Trabzonspor için bu aşamada en kritik sınav Osmanlıspor maçıydı… Bir kere rakibine bugüne kadar üstünlük kuramamıştı. Başındaki teknik direktör Mustafa Reşit Akçay karşısında da yine galibiyetinin olmamasının ezikliği içindeydi. Bordo-Mavili ekip, iyi top yapan, çok pozisyon bulan, hücum organizasyonu açısından birçok alternatifle hareket eden Başkent ekibi karşısında dirençli, mücadeleci ve sonuçta da skora odaklı bir 90 dakika çıkarabilirse, geleceğine biraz daha güvenle bakılabileceğinin sinyallerini vermiş olacaktı.
Ersun Yanal’ın bu maçın 11’ini şekillendirirken, haftalardır gol atamayan Dame N’doye’nin yerine Hugo Rodallega’yı oynatması bekleniyordu. Ama o tercihini yine gol orucundaki forvetinden yara kullandı. Ama bu bir yandan da Rodallega’nın Yanal’ın gözünde yetersizliğine yoruldu. Çünkü aynı Yanal’ın iki idman yapan Olcay Şahan’ı hemen 11’e alıp, Yusuf Erdoğan’ı kulübeye hapsettiği unutulmadı. Madem böyle olacaktı sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan Rodallega için niçin Akhisar Belediyespor’a 1 milyon 600 bin Euro ve Mustafa Yumlu verildi, bunun sorgulanması gerekir!
FUTBOL OYNATMAMA ÜZERİNE KURULU DÜZEN
Maçın daha ilk dakikasından itibaren iki takım da hem kanatları, hem de orta alanı tamamen kapatarak, birbirine top göstermeme, ya da oynatmama üzerine bir kurguyla sahada mücadele ettiler. Bordo-Mavililer, özellikle rakibin kanat organizasyonlarına önlem alırken, sağ tarafta Perreira’ya Olcay, sol tarafta da Mas’a Castillo yardımı esirgemediler. Bu futbolcuların savunmaya yardım anlayışı da ev sahibi ekibin bu alanları iyi kullanmasına engel oldu. Orta alanda da Ndiaye ve Musa Çağıran kilitlendi.
Trabzonspor, ilk yarıda rakibinden daha çok pas yaptı ama yine de pozisyon üretmekte zorlandı. Bunda biraz da savunmaya yardım konusunda başarılı olan Olcay’ın hücum bölgesinde çok iyi kilitlenmesi ve Castillo’nun da her aldığı topla rakip eksiltmeye çalışması, topu ne zaman kullanması gerektiği konusundaki tercih hataları etkiliydi. Ama maçın 16’ncı dakikasında Uğur Demirok’un orta saha oyuncularına nazire yaparcasına attığı harika topa çok iyi koşan ve ofsayta da yakalanmayan Olcay’ın düzgün vuruşuyla kazandırdığı gol, Trabzonspor’un özgüveninin tavan yapmasına sebep oldu.
ONUR’UN DEVREYE GİRDİĞİ ANLAR
Rakibi iyi kilitleyen Bordo-Mavili ekipte bir pozisyonda Yusuf Yazıcı’nın yanlış pasıyla Osmanlıspor pozisyon buldu ama bunu değerlendiremedi. Bir kez de N’diaye’nin mutlak gollük vuruşunu Onur’un şansının da yardımıyla kurtarması ve hemen ardından Olcay’ın hatasından başlayan pozisyonda Musa’nın köşeye giden enfes şutunu aynı güzellikle Onur’un çelmesiyle rakibin de önemli pozisyonları bertaraf edilmiş oldu. Ve ilk 45 dakika Trabzonspor’un istediği skorla son bulmuş oldu.
İkinci yarıya Trabzonspor daha çok skoru koruma amacıyla çıktığını gösteren bir tarzla bu 45 dakikaya başladı fakat önce Yusuf Yazıcı’nın mutlak gollük aşırtmasında kaleci Karcemaskas çok başarılıydı. Bir dakika sonra da Castillo’nin altı pastan golü atarken Aykut’un ayak koyarak mutlak golü önlemesi şansızlıktı. Eğer bu iki pozisyondan biri gol olsaydı sonuç çok daha farklı olabilirdi. Bu iki pozisyonun ardından Osmanlıspor bu kez Virsajeviç ve Musa ile çok tehlikeli geldi fakat Onur yine çok başarılıydı.
GERÇEK BİR RAKİBE KARŞI KAZANDI
Maçın bundan sonraki dakikalarında Bordo-Mavililer bir yandan skoru korumak isterken, diğer yandan da hızlı ataklarla pozisyon aradı ama kalesinde de çok sayıda pozisyon vermeye başladı. Gerci 64’üncü dakikada ceza alanı içinde Numan Çürüksu’nun ceza sahası içinde topla elle oynaması kesin penaltıydı ama bu ana kadar maçı başarıyla yöneten Alper Ulusoy, adeta uyudu. Maçın 79 ve 80’inci dakikalarında Badou Ndiaye’nin müsait pozisyonlarda topu auta atması Bordo-Mavililer adına şanstı
Maçın 90 dakikası bittiğinde skor tabelasında 1-0 Trabzonspor’un üstünlüğü vardı. Belki futbol adına çok olumlu bir oyun yoktu. Belki rakibinden de pozisyon yedi zaman zaman kalesinde baskı da gördü fakat sonuç olarak çok iyi savaştı. Savunması, orta sahasıyla direndi, bir de gol attı ve kazandı. Trabzonspor böylece gerçek bir rakibe karşı kazanarak, ikinci yarıdaki çıkışının tesadüf olmadığını gösterdi.
Ne diyelim?
Darısı gelecek maçlara…