İstanbul gibi mega kentte her gün milyonlarca insan bir taraftan bir tarafa gider gelir.
İlk geldiğimde bu kente en çok tuhafıma giden cümle “Burası İstanbul” demeleriydi insanların.
Bu cümleyi düşünerek bugünlere geldim ve gördüm ki bu cümle çok şey anlatıyor.
Burası çalıştığında kazanabileceğin bir şehir.
Burası dürüst olduğunda adam gibi yaşayabileceğin bir kent.
Burası her yönüyle ne kadar büyük de olsa insanların her anından büyük tecrübeler kazanabileceğin bir kent demek istediler.
İstanbul gibi mega kentte birde başarılı olmuş insanlarımız var ki alkışlanmalı. Ancak bu acımasız kentte sadece başarılı olmuşlar değil hayatlarını bedbaht şekilde yaşayarak kaybetmişler de var.
Yani bu memlekete gelen bazı zihniyetler var ki o akıllarıyla burada ki insanları paralı aptal zannederler.
İstanbul’u iyi değerlendirirsen iyi yaşarsın.
Bakın bugün burada ismini yazmayacağım Trabzon’un tanınmış iş adamlarından biri “Biz İstanbul’a gelirken ayağumuzda gara lastik vardı ve anamın kardeşime süt verecek sütü yoktu fakurluktan” dediğini hiç unutmuyorum.
Bugün ise İstanbul’un ve Türkiye’nin tanıdığı iş adamı oldular.
Yukarıdan zembille kimse vermedi bu zenginliği onlara.
Bunu neden yazdım, bazıları da var ki oturdukları yerlerden bu tür zengin iş adamlarının hesabını yaparlar.
Neden nasıl başarılı olmuşlar, nasıl bu duruma gelmişler deyip de düşünmezler.
Geçenler de Trabzon’dan biri bana “Ne o bakayrum kürt radyosunda çalışıysın” gibi kinayeli laf söylemeye çalıştı yani kendince ukalaca aşağılamaya çalıştı. Kendisi sanki çok başarılı olmuş biri de.
Oysa sırası gelmişken açıklayayım bari bugüne kadar karadeniz radyosunda ve televizyonlarında program yaptım da ne oldu!
Bugün tüm halkın dinlediği Türk halk müziği radyosuna kürt veya ora bura radyosu diyen art niyetli zihniyetlerdir. Ben de bu radyoda tüm Türkiye’min insanına ses veren biri olarak gurur duyuyorum. İstanbul’da lazıyla, kürdüyle, alevisiyle ve diğer etnik grupların dinlediği bir radyo da program yapan bir hemşeriniz olarak sizleri temsilen orada bulunarak karadeniz müziklerini de bu İstanbul’a ve tüm dünyaya dinleten biri olarak takdir etmeniz gerekmez mi?
Neyse bu bakışlar hiç de hoş bakış değil.
Bizler insan olarak eğer karşımızda ki insanın başarısını kıskançlığımızdan haset düşüncelerimizden alkışlamadığımız sürece başarıya destek vermediğimiz sürece kaybeden zihniyetlerden oluruz.
Kaybeden değil kazanan düşünce olalım!