Öncelikle heyecan ve temponun üst düzeyde olduğu bir maçı geride bıraktık. Ligimizdeki Anadolu kulüpleri içerisinde belki de en iyi futbol oynayan takımlardan biri de Adana Demirspor. Bu gibi özel deplasmanlarda kazanılacak hamlelerden biri de takımsal bütünlüğü ortaya koymaktır. Ne yazık ki bu sene çokça maçta bunun acısını çekiyoruz.
Trabzonspor herkes için kıskanılan, herkesin başarılarını takip ettiği bir spor kulübüdür. Rakip iki kat mücadele ederken bizim onlardan 10 kat daha çaba sarf etmemiz gerekir. Adana Demirspor maça başlarken kanattaki hızlı adamlarına ve eski futbolcumuz Ndiaye-Yusuf Sarı işbirliğine fazlaca güvendi.
Adana Demirspor erken dakikalarda uzaktan attığı golle öne geçince takımımız yediği golün etkisiyle hareketlenmek istedi. Fakat yine 8 numarada oynayan Bakasetas’ın yorulduğu bir maça tanıklık ettik. Yeni transferlerimiz Bardhi ve Ghabim'in 3 maçtır sahada yokları oynaması Bakasetas’ın da hünerlerinin hücumda çokça tıkanmasına sebep oluyor. Neyse ki penaltı ile skoru dengeledik fakat ortasaha hücum hattının geçen seneki seviyeden uzak oluşu bizlerin asıl düşünmesi gereken temel sorundur.
İkinci yarıdaki gitgelli oyunda çokça kontralarla kalemize bir gol daha atılınca artık çaremiz duran toplar ve seri paslarla hızlı şekilde kaleye gitmekti. Hamsik’in girmesiyle ortasahamız toparlandı ve Umut Bozok’un hücumda etkinleşmesini sağladı. Takımımızın atmış olduğu 2.gol, eski güzel günlerdeki hızlı paslaşmaların fırtınayla çoşmasıydı. Ben burada Abdullah hocanın beraberliği bulmuşken defansif güvenliği daha güçlü bir şekilde ele almasını beklerdim fakat yine bizim en büyük zaafımız olan geçiş hücumundan bir gol daha yedik ve haftayı moralsiz kapattık.
Trabzonspor taraftarı olarak her zaman yenilsek de yensek de takımımıza bağlıyız. Fakat karanlıkta yolumuzu aydınlatacak ışığı bulmak için de çaba sarf edilmelidir. Yapılacak olan bellidir:
- Geçen sene başarmış olduğumuz takımsal bütünlüğe yeniden kavuşmak.
- Abdullah hocanın moral bozmadan takıma moral aşılayıp taraftardan destek alması
- Siopis ve Yusuf Yazıcı'nın 11'e monte edilmesiyle hücumda daha farklı oyun planı gerçekleştirmek.