KARAGÖZ’ÜN BAHÇESİ

Dedelerimiz ve de babalarımız anlatırdı.
Karagöz Bahçesi o yıllarda kulağımıza yerleşmişti...
Biz Karma Ortaokulu’nda okuyorduk.
Nerde okuyorsun diye sorunca büyüklerimiz, “Karma Ortaokulu.” der geçerdik.
Büyükler hemen anlatmaya başlardı bunun üzerine;
“Hacivat-Karagöz oynanırdı o bahçede.
Sahne kurulur, insanlar toplanır.
Hacivat perdenin arkasından gölge oyununun başlangıcında seyircileri selamlar ve oyun başlardı.
Karagöz'ün olduğu yerde Hacivat olmaz mıydı?
Espriler, bazen eleştiriler, bazen nasihatler derken halk büyük bir keyif içinde gösteriyi izlerdi.”
Evet böyle anlatırdı büyükler Hacıkasım Mahallesi’nde bulunan henüz okul yapılmadan önce Karagöz'ün bahçesindeki gösterileri...
Sonrasında okul yapıldı.
Kız erkek aynı binada okudukları için Karma Ortaokulu dendi adına.
Bizim okuduğumuz yıllarda güçlü bir eğitim kadrosuna sahipti...
Karagöz Bahçesi’nin hemen yanı başında Uzunsokak’a bakan kısımda da Kız Ortaokulu da vardı.
Karma Ortaokulu Karagöz Bahçesi’nin yerinde yapıldı.
Tarihi bir binada eğitim veren Kız Ortaokulu da kapanınca, daha sonra bu bina yıkılarak Öğretmenevi yapıldı yerine.
Tanjant Yolu yapımı sırasında önce Kurtuluş İlkokulu yıkıldı, sonra Cudibey İlkokulu da bu yıkımdan nasibini aldı.
Bu sefer Karma Ortaokulu Cudibey ismini alarak öğretimine devam etti.
Büyükşehir Belediyesi’nce Karagöz’ün Bahçesini yeniden ihya edip şehrin merkezinde yeşil bir alan elde etmek için proje yapıldı.
Öğretmenevi ve Cudibey Ortaokulu Kuzgundere’deki kentsel dönüşümle elde edilen arazide yapılmak üzere Karma Ortaokulu yıkılıp bugün otopark olarak kullanılan alan ortaya çıkmış oldu.
Ve şimdi yeni bir aşamaya geldi bu arazi.
Önce Büyükşehir Belediyesi’nce projelendirildiği şekilde düzenlemesi yapılması beklenirken, söz konusu alan alınan karar doğrultusunda satışa çıkarılınca kamuoyunda cevaplandırılması istenen sorular tartışılmaya başlandı:

“Belediyece yapılan proje aynen uygulanacak mı?
Yeşil alan ilk projede olduğu gibi muhafaza edilecek mi?
Yeraltında yapılacak otopark işletmesi için ayrı bir ihale mi yapılacak?
Yap-işlet-devret mi, yoksa doğrudan satış mı yapılacak?
Alan kişi ya da firma Belediye’nin orijinal projesine uymasa gerekli yaptırımlar uygulanacak mı?
Büyükşehir Belediyesi şehrin merkezinde bulunan böylesi değerli bir yeri niçin satma ihtiyacı duydu?”
Bütün bu soruları bir kenara koyalım ve soralım…
Bir kentin silueti, geçmişi, kültürel varlığı, kentlilik bilinci bu kadar kısa bir tarih içinde değişebilir mi?
Belki farkında değilsiniz.
O bölgede Yavuz Selim İlkokulu, Cudibey İlkokulu, Kurtuluş İlkokulu ve İskenderpaşa İlkokulu (binası başka kuruma verildi) Zafer İlkokulu artık yok.
Ve ne yazıktır ki hepsi de eğitim kurumu idi bu binaların.
Eski Karma Ortaokulu’nun bugün otopark olarak kullanılan alanına kapsamlı bir Kültür Merkezi yapılamaz mı?
Bunu da düşünmek lazım.
Bu satış işi çok daha tartışılacak gibi duruyor.
Eski otogar henüz satılamadı.
Kurtuluş İlkokulu’nun yerine yapılan çok katlı otopark halen fonksiyonundan uzak bir kullanım içinde.
Karagözün Bahçesi’nde de sonunda, “Ne yaptın Hacivat?” deyip dövünmek zorunda kalınmasın.

Foto altları:

1-Eski Kız Ortaokulu Öğrencilerinden bir grup

2-Karma Ortaokulundan bir grup öğretmen

3-Cudibey İlkokulu

4-Kurtuluş İlkokulu

5- Karma Ortaokulu


TURİZMDE YENİ EĞİLİM

Biliyor musunuz yeni turizm trendine şehrin ritmine, kültürel zenginliğine, çevresine duyarlı kenti yaşayan ve anlamaya çalışan turist gruplarına yönelme var.
Turizmi sadece kum güneş deniz üçlemesiyle değerlendiren anlayış yerini çoktan başka seçeneklere bırakmışken dünya genelinde gidilebilir yerler seçilirken kültürel zenginlikler ön plana çıkmaya başladı.
Bir yerin kültürel zenginliği gidilip görülmesi yer olarak kabullenilişi beraberinde getirmektedir.
Mesela kentin kütüphane sayısı, üniversitelerinin dünya sıralamalarındaki başarısı, kültür ve sanat insanlarının üretkenliği, kültürel etkinliklerin çeşitliliği ve sürdürebilirliği, sanata olan ilgi, halkın kültürel etkinliklere katılımı o yerin kültürel alt yapısının sağlamlığını ortaya koymakta.
Bu sağlamlıkta destinasyon olarak tercih edilmesi için önemli sebep teşkil etmekte.
Müzeler turizmde önemli yer tutmakta.
Turizm istatistiklerinde turist sayılarının yanı sıra kişi başı harcama oranı da önemli bir yer tutmaktadır.
Müzelerin ziyaretçi sayısı kentin tanınırlığına doğru orantılı olarak artması da “kültürel alt yapısı zengin” bir yer imajını güçlendirmekte.
Müzeleri ziyaret, amacına odaklanmış bilinçli turistin tercihini ortaya çıkarırken eğlence turizmi dışında alternatiflere de zemin hazırlamakta.
“Kaliteli turist” kavramında insani bir ayırımdan ziyade arayışları rafine edilmiş turistin ihtiyacına cevap vermek amacı taşır.
Uluslararası turizm kuruluşları, müzelerin kültür kurumlarının ziyaretçi sayılarını baz alarak o kentin bölgenin/ülkenin “kaliteli turistlerce” tercih edildiğini tanıtımlarında kullanmaya başlamasının sebebini şöyle açıklamakta:
“Turizmde sadece turist sayısı ve geliri konuşmak bunun üzerine stratejiler tespit etmek çok ta anlamlı ve sürdürülebilir bir durum değildir.
Gelen turistin müze ziyaretleri ve kültürel etkinliklere katılımı da çok önemli bir göstergedir.
Kentteki müze ziyaretlerinin çokluğu kalitenin de bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
Marka kentlerin kaliteli ziyaretçileri olsun istiyorsak kültürel alt yapıya çok değer vermeliyiz.
Kenti yaşayan, kentin ritmine ayak uyduran kültürel zenginliğinin duyumsayıp evrensel değerlere saygı duyan turist, diyelim Trabzon'a geldiğinde ne bekler?
Ya da böyle bir turist profilini nasıl Trabzon'a çekebiliriz?
Bu sorunun cevabını da haftaya bulmaya çalışalım.
Unutmayalım, kalitenin de bir bedeli vardır.

***

YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE

Türkiye bir seçime daha hazırlanıyor.
Eski seçimler artık geride kaldı.
Tek başına seçime girip milletin tercihini kazanmaya çalışan siyasi partiler Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte artık ittifaklara ihtiyaç duyar hale gelmiş.
İktidar partisi AKP’de dahil genel seçimlerde ittifak halinde halkın karşısına çıktılar.
Kaybeden ittifakın bir şekilde dağılacağı muhakkaktı.
Nitekim öyle oldu.
Sebepler tartışılabilir.
AKP/MHP ekseninde kurulu Cumhur İttifakı Meclis’te çoğunluğu sağlarken cumhurbaşkanlığı seçimini de yeniden Sayın Recep Tayyip Erdoğan kazanınca yollarına sorunsuz devam ettiler.
Yine CHP/İYİ Parti ekseninde kurulan Millet İttifakı ise seçimlerden başarısız çıkınca hem ittifak bozuldu hem de Sayın Kılıçdaroğlu partisinde de tartışılmaya başlandı.
Şimdi önümüzde yerel seçimler var.
Yerel seçimlerin ruhu başkadır.
Bu seçimlerde aday faktörü önemli.
Partiler adaylarını gösterirken adayın yereldeki karşılığını dikkate alarak karar verirler.
Bu seçimde öyle görülüyor ki CHP ve İYİ Parti ittifak olmaksızın seçmenin karşısına çıkacaklar.
Sonuç ne olur?
Muhalefete yönelen seçmeni kim ikna ederse, kim sağlam adaylar gösterip halkın karşısına çıkarsa kazanan o olur.
Muhalif ve iktidardan uzaklaşma eğiliminde olan seçmen hangi partinin adayına yönelirse seçimi alır.
Ancak yerel seçimler yine de ülke genelinin gündeminden ayrı değerlendirilemeyeceğine göre CHP/İYİ Parti ayrışmasının Cumhur İttifakı’na yarayacağını iddia edenler de haksız sayılmaz.
İYİ Parti argümanlarını, çekincelerini, halkın beklentilerini iyice anlatabilirse yerelde benimsenen adaylarla halkın karşısına çıkarsa farklı seçmenlerin de oyunu alabilir.
CHP ise kendi iç tartışmalarını bitirip gerçek kimliği ile sosyal demokrat politikalar sunarak halkın karşısına merhum Ecevit dönemindeki gibi “umut” olarak çıktığında başarılı sonuç alma ihtimali yükselir.
Millet İttifakı partilerinden MHP kendi tabanını koruma başarısı göstererek yoluna devam ederken büyükşehirlerin çoğunda AKP adayları karşısına rakip çıkartamama tavrına devam edecek mi?
AKP her zamanki gibi iddialı bir şekilde seçimlere asılırken kaybettiği büyükşehirleri yeniden kazanmanın planlarını yapacak.
Adı yerel seçim ama sonuçları genel siyasete etki edecek bir yarışmaya sahne olacağı benziyor.
Bugün itibariyle halkın geçim sıkıntısı, enflasyon, liranın değer kaybı işsizlik, göçmen sorunu gibi doğrudan insanımızı olumsuz etkileyen ortamdan seçimlere yansıyan ne olur bilemeyiz.
Burası Türkiye ve siyasette 24 saat çok uzun bir süredir.
Trabzon'da ne mi olur?
Henüz erken.
Kulisler hareketlenmeye başlamadı.
Zaman ne gösterir bekleyip göreceğiz.