-KALE ARKASI ZABITLARI- 'SEN DÜŞÜRÜYORSUN BEN ÇIKARIYORUM'


Necmiati’nin duayen başkanı  Ali Nihat Usta’nın   Sarı-Lacivertli takımın antrenörlüğü için vazgeçilmez isimlerinden biridir  Hasan Basri Yılmaz.
Yine bir maç sırasında Ali Nihat Usta tribünden bağırıyor “Basriiii. Ben çıkarıyorum takımı sen düşürüyorsun” diyerek renkli kişiliğini sergiliyordu. Ama amatörün başka bir emektarı olan Basri Hoca’dan yine de vazgeçmiyordu. Bu bir ahde vefadır.

NASIL BİLDİN?

Trabzon Park Hotel’in uluslararası taksicisi Burhan Bektaş’ı tanımayan yoktur. Bektaş, birgün Trabzon Havalimanı’ndan aldığı yabancı turistleri Van’a götürür. Tam gezi sırasında otelin eski müdürü Şener Eyüpoğlu, Bektaş’ın  cep telefonunu arar. “Sen ne yapıyorsun orda” der. Bizim şoför Burhan ise, “ La Şener benim Van’da olduğumu  nasıl bildin” demez mi ? Bu yaşanmış bir gerçek olaydır. Tam Karadenizli işi işte..

ÇUVALDIZI BİZE İĞNE BAŞKASINA!


Gördüğünüz fotoğraf, İstanbul Olimpiyat Stadı’nda geçen hafta sonu oynanan İstanbul Büyükşehirspor-Kahramanmaraşspor maçı esnasında basın tribününün halini ortaya koyuyor. Fanatik Gazetesi’nden Hüseyin Sakarya tek başına maçı takip ediyor. Ama bunu sizler ve bizler  yaratmadık mı ?  Hazır gazetecilik. Yani kopyala yapıştır! Bir gecede spor yazarı olan futbolcular, yöneticiler ve işadamlarına yıllarca yaptırım uygulayamayan  gelmiş geçmiş TSYD yetkilileri bu fotoğrafı  duvara asmalı ! Onun için çuvaldızı kendimize ve iğneyi başkasına batıralım..

CEZAYI PEŞİN ÖDEDİ!

Trabzonspor’u 2.Ligde  çalıştırdığı dönemde efsane teknik direktör Ahmet Suat Özyazıcı  soyunma  odasındaki kara tahtaya “Yarın idman saat 10.00’dadır. Geç  kalan 100 lira ceza verecek.”  Fırtına’nın ilk yıllarının Sarıyer’den renklerine kattığı savunma oyuncusu  merhum Şener Çınar, “ Hocam ben bu cezayı peşin vermek istiyorum. Çünkü saat 10.00 benim yemek saatim. Ben o saatte idmana gelemem.” Mekanın cennet olsun Şener Çınar...

EN DÜRÜST F.BAHÇELİ:“AĞA KAZIM”

Çoçukluğumda Trabzonspor henüz kurulmamıştı. Trabzon’da  İdmanocaklılar, Galatasaraylıydı. Daha sonra Beşiktaşlılar ve Fenerbahçeliler gelirdi. Galiba 8-9 yaşlarında tanıdım onu. Yenicuma Mahallesi’nde oturan ve her sabah  Hacıkasım’daki evimizin önünden geçen “AĞA KAZIM”  en temiz ve dürüst Fenerbahçeli idi. Yaşım küçük olmasına rağmen mahalleden geçerken “En büyük Fenerbahçe öyle değil mi Kamil abi” diye seslenirdi.  Herkesi tanırdı, herkes de ona büyük saygı duyardı.