Trabzon’da olması gereken Lojistik Merkez’in her nedense Rize’de yapılmasına karar verildi. Rize’nin İyidere ilçesinde lojistik merkezin en önemli kısmını oluşturan liman yapımı için sondaj çalışmaları başladı. Trabzonlu olarak bizlerin Rize’ye yapılacak yatırımlarla ilgili olumsuz bir tutum içinde olmamız söz konusu bile olamaz.
Sonuçta hepimiz aynı coğrafyanın insanlarıyız.
Fakat Trabzon’un geleceği için çok önemli olan bir projenin Trabzon’un elinden alınıp Rize veya başka bir şehre verilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Peki nedir lojistik merkez?
Lojistik merkez; açık ve kapalı depolar, soğuk hava depoları, dağıtım merkezleri, kargo aktarma merkezleri, taşımacılık türü hatları (karayolu, demiryolu, denizyolu), aktarma, yükleme ve boşaltma terminalleri, paketleme, hafif montaj, demontaj gibi katma değerli hizmetler, konteyner transfer, doldurma-boşaltma ve depolama alanları, lojistik ve taşımacılık şirketleri, gereksinime göre serbest bölge, sigorta, bankacılık ve finans kurumları, sivil toplum kuruluşları, gümrük idareleri ve ilgili diğer kamu kurumları, lojistik eğitim ve öğrenim kurumları, sosyal tesisler (konaklama, yeme-içme, dinlenme ve eğlence alanları), ticaret ve konferans merkezi (banka, posta, alışveriş, vd.), lojistik sektör tedarikçileri satış ve servis yerleri(taşıt, yedek parça, lastik satıcıları, akaryakıt istasyonu, vd.)
TIR-kamyon parkları ve binek araç parkı gibi tesis ve hizmetleri kapsayan bir kompleksler bütünüdür. Maalesef bu kompleksler bütünü Trabzon’un elinden uçup gitti.
Lojistik merkezin Trabzon’un elinden alınması, yüzyılı aşkın bir süredir Trabzon’a gelmesi beklenen tren yolunun artık hayal olduğu ve bu kompleksin getireceği ekonomik gelişmenin üzerine bir bardak soğuk su içilmesi anlamını taşır.
Trabzon’un geleceği için elzem olan bir kompleksler bütünü göz göre göre elimizden alınmıştır.
Lojistik merkez olmasa da Trabzon’a demiryolunun geleceği vaadi inandırıcı değildir ve gerçekleşse bile aynı sonuçları doğurmaz. Bu durum özellikle Trabzon’da bu konu ile birinci derecede ilgilenmesi gereken Trabzon Ticaret Odası gibi örgütlerin ve diğer sözü geçen kurum, kuruluş ve kişilerin lüzumsuzluğunu ve etkisizliğini gösteren bir sonuçtur. Oluşan bu fiili durum Trabzon’un gelecek nesillerinin istikbalini önemsememek demektir.
Lojistik merkez ve liman-demiryolu kompleksinin ne kadar önemli olduğunu anlamak isteyenler bir dünya haritası alsın ve baksın. ABD’nin her iki kıyı kesiminde, bütün Avrupa’nın ve Asya’nın sahillerinde bulunan sanayileşmiş kentlerinin neredeyse hepsinde liman-demiryolu kompleksinin olduğu görülecektir. Doğu Karadeniz Bölgesi’ne getirilen demiryolu hattının Bakü-Tiflis hattına bağlanması ve gelecekte Tebriz bağlantısının da kurulması halinde liman-demiryolu kompleksi ve lojistik merkezin bulunduğu merkezin (ki bu merkez artık Trabzon değil Rizedir) özellikle ekonomik ve sosyal yönden çok üst seviyede kazançlı çıkacağı kesindir.
Orta Asya kapalı kara havzasının Batıya entegre olacağı, büyük pazara ulaşabileceği yegane alan Karadeniz limanlarıdır. Nitekim Kazakistan büyük bir stratejik öngörü ile Batum limanını uzun vadeli olarak kiralayarak bir açık deniz liman çıkışı elde etmiştir. Kazakistan bir Orta Asya ülkesi olarak Karadeniz’in ve demiryolu-liman kompleksinin değerini çok iyi anladığı halde Trabzon’un ileri gelenleri ve karar vericilerinin hala bu gerçeği kavrayamadığı görülüyor.
İnsanlarımız lojistik merkezin desteğinde demiryolu-liman kompleksinin getireceği imkanlarla kendi çocuklarının gelecekte kurabileceği sanayi kuruluşlarını ve bir çok oluşumu göremiyor, anlayamıyor. Lojistik merkez elinden alınıp Rize’ye verilirken Trabzon’un elinde lüzumsuz bir yatırım olduğu en başta belli olan tünel akvaryum projesi, ne derece gerekli olduğu sorgulanan millet bahçeleri, belediye binası, ibadete açmakla haçlıları cezalandırdığımıza inandığımız restorasyon mağduru Ayasofya gibi yapılar kaldı maalesef.
Trabzon lojistik merkezi kaybetmekle beraberinde neleri kaybettiğinin farkında değil. Fakat maalesef bu öngörüsüzlük ve uyku hali yeni değil. 1880’lerden sonra Trabzon’un bölge genelinde değerinin düşmeye başlamasının nedenlerini de anlayamamıştı o zamanki Trabzon’un ekabir takımı ve yöneticileri. Trabzon’un değerinin düşme nedeninin 1880’lerde Çarlık Rusyası’nın Poti Limanı’nı demiryolu ile entegre etmesinin olduğunu anlamaları hayli bir zaman almıştı.
Trabzon ve Doğu Karadeniz şehirlerinin önemi bu tarihten itibaren gittikçe azalmıştır. Bugün demiryolu ile desteklenmiş Poti Limanı’nda gemiler yük almak ve boşaltmak için günlerce sıra beklemektedir. Geç olmakla birlikte Rize gibi diğer bazı Karadeniz şehirlerinin uyanıp durumu idrak ettikleri anlaşılıyor.
Ama maalesef bu uykunun halen Trabzon siyasetinde, bürokrasisinde, sivil toplum örgütlerinde ve halkında devam ettiği görülüyor.
Ne diyelim, iyi uykular Trabzon… Bakalım ne zaman uyanacaksın.