İşte yine geldi 22 Aralık

Bu soğuk tarih içine ne ölümler sığdırdı! 110 yıl önce Sarıkamış'ta binlerce ölümü kucakladı! Dört yıl önce aynı soğuk gün Trabzonspor'un her alanında görev yapmış, bana göre son Trabzonsporlu Özkan Sümer'i kucakladı. Bundan sonra Trabzonspor'da bu kadar görevi yapabilecek bir insan çıkar mı bilmiyorum!
Sarıkamış'ın en soğuk günüdür bugün! Binlerce insanın çaresizlik içinde dudaklarında yarım kalan gülümsemenin sonudur! Kim bilirdi ki 22 Aralık Maçka'nın Sarıkamış şehitlerinin dışında bütün Türkiye'nin anılacak başka bir ölüm yıldönümü olacağını!
Ne tesadüftür, her olayda soğukkanlılığını koruyan insanla soğukla yenişemeyen insanların 22 Aralık'ta buluşması!
Bugün, can damarları kesilmek üzere olan binlerce askerin artık gözleri beyazın dışında bir şey görmüyordu! Neden geldiklerini, neden bu hale düştüklerini bile düşünmüyorlardı içlerine işleyen o beyazın karşısında! Düştükleri yerde sadece sevdiklerini ve yaşadıkları yerleri hayal ediyorlar hafif bir gülümsemeyle! Ama soğuk bir kere girmiş, topuklarından bir yılanın sessizliğiyle çıkıyor bacaklarına. Artık hiçbir şey hissetmiyorlar gülümsemenin dışında!
Nasıl bir tesadüftür ki iki olay bir tarihte birleşti. Usulca girdiğim odada, yılların yıkılmaz ve taviz vermez adamından arta kalanlar yatıyordu. Aslan kükreyişi ile konuşmasının fısıltı haline dönüşü, o bir kaya gibi dimdik duruşu, "Artık yoruldum, ayakta duramıyorum!" deyişi ile baktı bana. Bir an ölümü hissedenlerin yüzlerine vuran o tarifsiz ruh halini seyrettim oturduğum yerde.
Şu anın kırk yıl öncesinde kendimi buldum. Anılarımda gezmeye başladığımda bu koca insanın yapıtlarına rastlıyorum gezdiğim tarihlerde. Bir ara bir antrenmanda yüzlerce kere tekrarlattığı hareketlere daldım oturduğum yerde. Sarkaç topuna oturup kalkarak tutmamın yorgunluğu çöktü içime. Artık söylediği sözler kulağımda çınlıyor:

"Trabzon, başarısını ve varlığını miras almamış, kendisi yaratmıştır."
"Taraftar takımın yolunu kesmez, takımın yolunu açar."
"Bu ülke bir gün Trabzonspor'dan özür dileyecek."
"Türk futbolunun yönetildiğini söylemek mümkün değil."
"Türk toplumu yabancıya hayran, kendi insanına düşman."
“Trabzonspor bir kulüpten daha fazlasıdır. Trabzonspor dalgaların sesidir. Yaylaların sisidir. Ormanların gizidir. Kemençenin sözüdür. Bebelerin ninnisi, ninelerin türküsü, yaşlılarımızın öyküsü, gençlerimizin türlüsüdür.”
“Trabzonspor sevgisi, bir tutku değildir. Trabzonspor sevgisi, bir yaşam biçimidir.”
Koca insana da yaşamın ağırlığı çökmüş olacak ki yaşam maçının bitmesini beklemek kaldı ona yattığı yerde. Şu yirmi birinci yüz yılın dünyasında uzaya el attığımız gezegenlerden haber aldığımız, haber saldığımız evrenin parçası dünyamızda Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun dediği gibi üç amansız belanın pençesinde eli kolu bağlı durumdayız! Trafik kazası, kanser ve kalp belası!
Ülke futbolunun gidişatını değiştirmenizi ve siyasete karşı dik duruşunuzu hiç unutulmayacak! Trabzonspor'a ne zaman, nerede ihtiyaç varsa orada olan bilge insan, mekanın cennet olsun.
Evet, Sarıkamış şehitlerimizi soğuktan, Özkan Sümer hocamı da soğuk bir hastalıktan kaybettik 22 Aralık'ta. Hepsinin mekanı cennet olsun. Anılarıyla yaşasınlar, yaşayamadıkları yerlerde!
Yazımı Bedri Rahmi Eyüboğlu şiiri ile bitireyim. Sanki bugün için yazmış.

Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Hüzün geldi başköşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim, yoruldu.