İSRAİL UÇAKLARINA GÜVENLİK AYRICALIĞI

Ortadoğu’da önemli bir konumda olan İsrail Devleti 14 Mayıs 1948 tarihinde kuruldu. Türkiye’nin 28 Mart 1949’da tanıdığı ve 1950’de diplomatik temsilci atadığı bu ülkeyle havacılık alanında ilk anlaşma 1951 yılında imzalandı. Aradan geçen yıllar içinde diplomatik ilişkiler inişli çıkışlı olsa da süregeldi. Üzerinden tam 50 yıl geçen anlaşmanın ihtiyaçlara cevap vermemesi üzerine Türkiye ve İsrail Sivil Havacılık otoriteleri 28 Aralık 2009’da Ankara'da yaptıkları müzakerelerde, iki ülke arasında birden fazla havayolu işletmesinin uçuş yapması, yeni uçuş noktalarını içeren, frekans kısıtlamasının kaldırıldığı önemli bir anlaşmaya imza attılar.

Anlaşmayla, Türk havayolu işletmeleri İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Dalaman'dan İsrail'deki Tel Aviv, Haifa ve Ovda/Eilat noktalarına uçuş gerçekleştirebilecek, İsrailli havayolu işletmeleri de İsrail'deki bu üç şehirden İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Dalaman'a tarifeli sefer yapabilecekti. Ancak, 31 Mayıs 2010’da Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıda 10 Türk vatandaşının ölmesi üzerine Tel Aviv Büyükelçimiz merkeze çağrıldı ve İsrail’in de bu olay için resmen özür dilemesi istendi. 28 Haziran 2016’da tazminat anlaşması imzalanarak ilişkiler düzelmiş gibi olsa da 30 Mart 2018’de İsrail askerlerinin ‘Büyük Dönüş Yürüyüşü’ne ateş açması üzerine Büyükelçimiz tekrar geri çağrıldı ve maslahatgüzarlar devreye girdi.

Türk şirketlerinin uçuşlarını sürdürdüğü bu dönemde İsrail’in bayrak taşıyıcısı El-Al Havayolları 2008’den bu yana Türk havalimanlarına hiçbir uçuş yapmadı. Buna gerekçe olarak da Türkiye’de artan İsrail karşıtlığını ve uçakların güvenliği konusunu ileri sürdü. Daha önce de yazdığım gibi, o yıllarda yürürlükte olan Milli Sivil Havacılık Güvenlik Programı (MSHGP) uyarınca, Türkiye’ye sefer yapan tüm yabancı havayollarının uçak ve yolcularını arama, kontrol hakkı Türk güvenlik birimlerince yapılıyordu. İsrailli yetkililer buna karşı çıkarak, uçaklarında ve bazı noktalarda kendi silahlı polisinin görev yapmasını ve aramalarda İsrailli güvenlikçilerin de bulunmasını istiyordu. Türk makamlarının buna karşı çıkması nedeniyle El-Al ve diğer İsrail şirketleri Türkiye’ye uçuş yapmayı durdurmuştu.

Ta ki, 9 Mart 2022 tarihinde, üzerinde Türkçe, İngilizce ve İbranice “Gelecekte, barış, iş birliği” yazan ve her iki ülkenin bayrakları ve zeytin dalı görseli bulunan El-Al uçağının İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u Ankara’ya getirmesine kadar. Bu ziyaretten sonra T.C. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 25 Mayıs’ta İsrail’i ziyaret ederek, en önemli konu olan uçak seferleri konusunda nihayi karara varmış olmalılar ki, hafta içinde İsrail Başbakanlığı bir açıklama yaparak 1951'den bu yana ilk kez ilişkileri güçlendirecek ve İsrailli hava yolu şirketlerinin Türkiye'ye uçuşlarının yeniden başlamasını sağlayacak yeni bir ikili havacılık anlaşmasının İsrail Ulaştırma Bakanı Merav Michaeli ile Türk mevkidaşı Adil Karaismailoğlu arasında birkaç ay önce yapılan görüşmeden sonra yapıldığını açıkladı.

Havacılık anlaşmasının İsrail Meclisi tarafından onaylandığını belirten İsrail Ulaştırma Bakanı Merav Michaeli ise, “Havacılık ilişkileri İsrail'in ekonomik kalkınması ve İsrail'in bölgesel konumunu korumak için stratejik bir araçtır.” ifadelerini kullanırken, Türkiye tarafında ne Dışişleri, ne de Ulaştırma Bakanlığı, anlaşmayla ilgili bir duyuru yapmadı. SHGM de sessiz kaldı.

Yıllardır İstanbul’a uçmayan El-Al’in yapacağı uçuşlarda nasıl bir güvenlik prosedürü uygulanacağı merak konusu. Türk güvenlik birimleriyle İsrailli güvenlik uzmanlarının toplantıları sürüyor. Arama ve kontrollerin (silahlı olacağı iddia edilen) İsrailli ve Türk görevlilerce birlikte yapılacağı kesinlik kazandı. Geçmişte bu yöndeki talepleri hükümranlık hakları gerekçesiyle kabul edilmeyen İsrail’e şimdi nasıl bir kolaylık sağlandığı, ülke olarak hangi statüye tabii tutulacağı net olarak bilinmiyor.

İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için her türlü adımı atan Türkiye’nin havacılık konusunda Amerikan uçak şirketlerine tanıdığı bazı kolaylıkları El-Al ve diğer İsrail şirketlerine de tanıdığı, anlaşmanın bu şekilde imzalandığı dile getiriliyor. Dahası, El-Al, Eylül sonunda ilk uçuşunu da bizim başkent olmasını hala kabul etmediğimiz Kudüs’ten yapacakmış.

Sözün özü, son anlaşma gösteriyor ki, havacılık ve güvenliği konusunda hiç taviz vermeyen ve bu nedenle Türkiye’ye yıllardır tek uçuş dahi yaptırmayan İsrail’in dediği oldu ve öylece anlaştık.

Mutlu yarınlar Türkiye’m.