Geriye Dönüşüm ve Mikroplastikten Dünya
Yıllar önce İsveç'e ilk gittiğimde yaşadığım bir anım var. Havalimanından eve yeni varmıştık ve her klasik Türk ailesinin yaptığı gibi mutfağa doluşup demli bir çay eşliğinde memleketten haberleri konuşuyorduk ki, bizim yumurcaklardan biri buzdolabından kolayı alırken koca bir cam tencere yemeği yere devirdi. Evde bir panik duygusu yaşandı, ev halkı dökülen yemek için üzülmedi sadece "Borcam Kırıklarını" yemekten ayırıp geri dönüşüme atmak telaşına düştüler. Hemen "yemekle camı ayrıştırmak lazım" dediler. Çünkü borcamın içinde plastik barındıran bir cam çeşidiydi ve asla diğer normal cam atıklarla aynı kutuya atılmamalıydı. İşte o gün geri dönüşümün önemini ve hassasiyetini iyice kavradım.
Sabah daireden çıkarken apartman katlarında yemek atıkları için birer kapaklı hazne olduğunu keşfettim. İlk evimiz 1950'li yıllarda yapılmasına rağmen böyle bir sistem düşünülmüştü. Apartman temiz, bakımlı ve kokudan arındırılmıştı. Yemek atıklarının belli zamanlarda belediye tarafından gelinip toplandığı ve kompost yapılmak üzere götürüldüğü söylendi. Apartmandan çıkınca ön tarafında, cam, plastik, kâğıt (Hatta reklam, gazete, paket kağıdı gibi çeşitli seçeneklerinin olduğu ayrı konteynerler mevcuttu) toplanan ayrı ayrı bölmeler vardı. Ayrıştırma önce insanın evinde başlıyor, tüm şehre ve ülkeye yayılıyordu.
Sonraki gelişlerinde dönüşümün ciddiyetine iyice vardım. Neredeyse her apartmanın önünde veya içinde dönüşüm için alanlar mevcuttu, bunu Almanya, Avusturya, Paris gibi pek çok şehirde deneyimledim. Yani bir çöp asla bir çöp değildi. Bir şeye çöp tanımını kim veriyor, bizler mi?
Gerçekten Geri Dönüşüm:
Hayat basit bir eylem değildi, saygıyı, özeni ve çabayı gerektiriyordu. Tüketim ise kesinlikle sorgulanması gereken bir mevzuydu ve kesinlikle denetim gerektiriyordu. İşte ana konumuz bu. Denetim!
Geçenlerde İsveç' in Haninge Komününde yer alan geri dönüşüm merkezine ailece gittik. Buraya defalarca gelmeme rağmen her seferinde içerisinde yaşanan ciddiyete şaşırıp kalıyorum.
ÅVC Jorbro, İsveç' teki yüzlerce geri dönüşüm merkezinden sadece biri. Buraya aracınızla geliyor, kartınızla güvenlikten geçiyor ve dev konteynerlere tek tek çöplerinizi atıyorsunuz. Normalde evlerinizin önüne ve kapınıza kadar çöp toplama servisi varken, insanların buraya gelmesinin özel bir nedeni var. Dönüşümü yerinde deneyimliyor ve dönüşüme katkıda bulunuyorlar. Geri dönüşüm merkezine getirdiğiniz "Geri Dönüşüm" atıklarından bazılarını sayacak olursak; Metal kazıklar, Yanıcı, Kereste, Alçı, Metal, Oluklu mukavva, Emprenyeli ahşap, Pirinç ve dallar, Yapraklar ve çimen, Tehlikeli atık, Elektrik atıkları, Janttaki lastik, Ev aletleri, buzdolabı ve derin dondurucu, Renkli cam, Temiz cam, Tekstil, İstilacı bitkiler.
Geri dönüşüm merkezlerine oturduğunuz bölge belediyelerinin sakinleri ücretsiz atık bırakabilmekte. Bu merkezlerde pek çok kural var bunlardan belki en önemlisi "Tüm geri dönüşüm merkezlerinde sigara içmek yasaktır." ibaresi...
Geleceğimiz tehdit eden en önemli şeylerden biri "Mikroplastikler" Ayrıştırma ve geri dönüşüm dünyamız için artık hayati bir önem taşıyor.
Yapılması gereken şey açık ve net. Evlerimizin içinde başlaması gereken geri dönüşümle; Atılan her nesnenin çöp olmaktan çok doğaya ve geleceğimize dair bir kazanca dönüştürme çabasında olmalıyız. Geri dönüşüm geç̌ kalınmış gerçeğimizden başka bir şey değil!
Biz ülke olarak "Geri Dönüşümün" neresindeyiz! Yaşadığımız "Geriye Dönüşüm" değil de nedir?
Gelecek Yazı: Birinin Çöpü başkasının hazinesi olurken