Bir kaç gün önce Esnaf Odaları Birliği Başkanı Murat Gümrükçü beyle Müftümüz Osman Aydın beyi makamında ziyaret ettik. Sayın müftümüzle kısa sohbet yaparak bazı dini konuları gündem yaptık. Müftü bey, genç ve o kadar da mütevazı ve bilgi dağarcığı dolu bir kişi. İl Müftüsü herkesin bildiği gibi ilde dinle ilgili en yüksek bir makam, yani dinle ilgili bilinmeyen ve hassas konuları çözen kişi demektir.
Ülkemizde çeşitli gruplar bir araya gelip kendi kafalarına göre fetvalar ve hadislerden yalan yanlış bilgiler vermektedirler. Bu da yüce İslam dinimizi ister istemez zedelemektedir. Enteresan bir milletimiz var, bir yerde birkaç kişi bir araya gelmeye görsün ya futboldan ya da dinden bahsederler. Hadi futboldan bilseler de bilmeseler de bahsetmelerini anlarım.
Bu durum futbol kitlelerini etkilese de çok önem arz etmiyor. Din öyle herkesin kafasına göre anlatılmayacak kadar çok önemlidir. Dini uzman olan kişiler ancak anlatabilir. Çünkü kitlelere anlatılan din, o kitleler ölünceye kadar onunla amel edeceklerdir. Burada vebal çok büyüktür.
İşte burada il müftümüze çok büyük görevler düşmektedir. Tabii ki İl Müftüsü bir Diyanet İşleri Başkanı değil ama bulunduğu yerin Diyanet İşleri Başkanı’nın temsilcisidir. Lokal anlamda vaizler ilgili fetvalar bilgi verebilmesi kürsülerden özellikle işlenmeli ve halkın o anlamda bilgilendirmeleri sağlanmasıdır.
Kamu oyunda şöyle bir algı oluşmuştur. Dini çok az bilen kişiler: “Ben Kur’an’dan başka bir şeye inanmam.” İşte burada yukarıda da belirttiğim gibi vaizlere çok iş düşmektedir. Böyle söyleyenlere şunu sormalı Hz. Peygamberimiz dinin neresinde böyle bir şey olabilir mi? “Kim Hz. Allah'a inanırsa Hz. Peygambere inanır. Kim Peygambere inanırsa da Allah’a inanmış olur.” Gerçeğini nereye koyacağız?
Yukarıda da belirtiğim gibi halkımız din konusunda vaizlerle broşürlerle ve küçük küçük risalelerle bilgilendirilmeli tereddüde düştükleri konuda il müftüsüne yada vaizlere danışmalı.
Aksi takdirde birbirine genel kültüre dayanarak dinimiz hakkında gerçek olmayan bilgiler vermektedirler.