Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, siyasetçilerin birbirleriyle yaptıkları "karalama yarışı" bir yana; ülkemize yönelik terör belasını ezip yok etmek için -içte ve dışta- savaş yapıyoruz.

        Böyle bir durum Cumhuriyet kurulalı beri yaşanmadı.

        Yani, "zor bir dönem"den geçiyoruz.

        Ama kim farkında?

        Herkes...

        Herkes de yine de içte birbirini yeseler doymayacak bir siyaset anlayışı niçin yaşanıyor?

        Çünkü, ülkenin yıllardır yaşana gelen "terör sorunu"nu çözme konusunda gösterilen çabalarda sonuç alınamadı.

        Şimdi, olayın üzerine-üzerine gidilirken dış güçlerin terör örgütlerine verdiği gizli destek  şimdi aleni oldu.

        ABD, devletler hukukunu ayaklar altına alıp Suriye'deki terör örgütlerinin elemanlarını eğitiyor ve onları Türkiye'nin üzerine salıyor. Saldırtıyor...

        Şimdi de aylardır binlerce TIR'la bu teröristlere dünyanın gözü önünde silah ve savaş malzemesi desteği yapıyor.

        Bu gösteriyor ki; ABD yönetimi Türkiye ile bir hesaplaşma dönemine girmiş bulunuyor.

        Bizce amaç şudur: Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) birinci etabındaki uygulamalar bitirildi. Şimdi ikinci etaptaki Suriye, İran ve Türkiye'nin bu projeye göre şekillendirilmesine sıra gelmiş bulunuyor.

        BOP'un asıl amacının; Ortadoğu coğrafyasından islam izinin silinmesi olduğu artık ortaya çıkmış bulunuyor.

        Bunun için ilk hamle yapıldı, sonuçları ABD için mutluluk, yakılıp-yıkılan, tarumar edilen ülkeler halkları için perişanlık ve milyonlarca ölüm oldu.

        Ama Batı'nın; "Sömürüye doymaz Haçlı kafalı" İslamiyet düşmanı kimi yönetenleri  BOP'un ikinci etabının uygulanması kararını vermiş bulunuyor anlaşılan...

        Yoksa, ABD'nin Türkiye sınırındaki terör gruplarına tüm dünyanın gözü önünde silah vermesi, onları Türkiye'ye karşı savaştırması başka ne anlama gelir?

                                                               ***

        Ey Aziz ve Necip Milletim,

        Biz, hepimiz tüm dünyaya örnek olmuş bir "Kurtuluş Savaşı" vermişiz.

        Şimdi de aynı zorlu sınavı/savaşı vermek durumu ile karşı-karşıya bulunuyoruz. Tarihten gelen moral ve maddi gücümüzle bunun da üstesinden geleceğiz. Yüce Rabb'in Uhut'ta, Çanakkale'de, Sakarya'da, Kocatepe'de, kısacası her gazada/savaşta olduğu gibi bu evlatlarımız; Kahraman Mehmetçik'in yar ve yardımcısı olacaktır kuşkusuz.

         Bize düşen; iç siyasetin seviyeden uzak çekişmelerine kapılmadan akıl yolunu tutmak ve İslamın en güçlü kalesi TC Devletini bu coğrafyada dimdik ayakta tutacak kararlılığı sürdürmektir.