Trabzonspor Birinci Ligde mücadele ederken, Türkiye Kupası’nda 2.lig takım Kocaelispor ile eşleşir.
Ali Kemal  Denizci’nin  cezalı olduğu için oynayamadığı  ilk maçı , Bordo-Mavililer  deplasmanda  1-0 kaybeder.
Tabi bu sonuç özellikle Trabzon’da şok etkisi yaratır.
Kocaeli yerel gazeteleri de takımlarının bu zaferine  ‘Hamsi’nin kafasını kopardık, tavaya koyduk. Bu muydu Trabzonspor!’ türünden alaycı başlıklarla  yer verdi sayfalarında..
***
Teknik direktör Ahmet Suat Özyazı Trabzon’daki ilk antrenman öncesi   soyunma odasında oyuncularına dönüp,” Bu takım  Trabzonspor’mu  yoksa Ali Kemal spor mu.  O olmazsa 2. Lig’deki bir takımı bile yenemeyecek misiniz?  diyerek alaycı bir üslupla oyuncularını eleştirir.. 
 ***
Gerisini Ali Kemal’den dinleyelim;  Kocaeli’nde yayınlanan,’ Hamsinin kafasını koparttık” diye başlıklar atan o gazeteleri  buldurup  soyunma odasının duvarına astım. Maça kadar yaptığımız her idmana onlara bakarak çıktık.  
“Bunları burada boğacağız, kalelerine hapsedeceğiz. Değil santrayı geçmek, ceza sahalarından bile çıkamayacaklar. 20 dakikada işlerini bitireceğiz. Görelim bakalım bizimle alay etmek ne demekmiş” diyerek kendimizi maça motive ettik.
***
Rövanş günü geldi, müsabaka başladı. Öyle bir motive olmuşuz ki,  sanki topu yiyeceğiz. Rakip takım gözümüze sinek gibi bile görünmüyor. Daha15. dakikada 5-0 öne geçtik, Rakibe adım attırmadık. Bırakın pozisyona girmeyi , gol atmayı, orta sahaya bile yaklaştırmadık. Bu demek oluyor ki bir şeyi istemek ve inanmak şart. 
Daha sonra Fenerbahçe’ye transfer oldum ve bir maçta ayağım kırıldı, Trabzonspor’dan arkadaşlar yanıma gelerek ağladılar. Trabzonspor’da oynarken 3 kez ayağım kırıldı. Hiçbir zaman rakip oyuncuya bir hareket yaparak kart görmedim. Hep hakeme itirazdan kart gördüm. Ancak Fenerbahçe’de hiç kart görmedim, çünkü orayı Trabzonspor gibi sahiplenemedim
***
Ben Trabzon’da yaşayanlardan çok gurbetçilere üzülüyorum. Hallerini görüp çıldırıyorum. Ekmek parasından çok takımın başarısını düşünüüyorlar. Yanlış işler yapmanın anlamı yok. Artık insanların beklentilerine cevap verilmeli.

Gol krallığında üçlü kıskaç

Birinci Lig tarihindeki en çekişmeli gol krallığını  kazanan Trabzonsporlu Şota Arveladze oldu.1995-96 sezonunda en yakın rakipleri Baliç ve Saffet’i geride bırakarak 18 yıl aradan sonra bu sevinci Trabzonsporlulara yaşatan Şota,  hiç penaltı kullanmadan 30 maçta attığı 25 golle krallık tacını  taktı. Gürcü futbolcu ayrıca Bordo-Mavili formayla gol krallığına imza atan ilk yabancı futbolcu unvanını da ele geçirdi.

Arsin’den Almanya’ya

Trabzonspor’dan yurtdışına transfer olan ilk futbolcu Hami Mandıralı oldu. 1998-99 sezonunda Schalke 04 formasıyla Almanya ligi Bundesliga’da top koşturan Hami, bir sonraki sezonda Trabzonspor’a geri döndü.