haiku'yu bugünkü yazım tekniğine uyarlayan matsuo basho'dan (1644-1684) kuzeye giden ince yol'u çeviren *coşkun yerli'nin (1950-2007) ondan yaklaşık yüz yıl sonra yaşamış olan ömrümde bir yıl adlı ikinci kitabın çevirisi kobayashi ıssa'nın (1763-1828) kitabını zor da olsa buldum en sonunda
ikisi de ingilizceden çevrilmişti
ilk kitap gibi ikincisi de 100 sayfa
her ikisini de deyim yerindeyse dize dize kazıyarak okudum
her gün bir sayfa desem yeridir
iki kapak arasına sıkışıp kalmasını istemedim biraz da
biraz da o iki usta ile bütünleşerek iç dünyalarına girmek istedim
bu bütünleşmeyi ne kadar başarabildiğimi zaman gösterecek
çünkü onlarla benim aramda sadece yüzyıllar değil zaman kadar da mekân ve diğer doğal ve toplumsal koşullar da sürgitti
*
birinci kitap haiku tekniğinin yapıtaşları ya da iskeleti ise ikinci kitap da o tekniğin giysileri-süsleri de diyebilirim
*
hangi eşya nerede ve ne kadar gerekliydi
iki haiku bilgesi de münzevi bir yaşam sürmüştü
her ikisi de varsıl ailelerin bireyiydiler
budizmin mistik öğesiyle bezenmişler ve yaşam sürmüşlerdi
doğanın dışına çıkmak ya da yaşamak bir nevi günah addedilmişti
onlar da bu asli kurala harfiyen uymuşlar ve ömürlerinin son gününe kadar da gerek öğretileriyle ve de gerekse öğrencileriyle inanç kutsallarına sadık kalmışlar
*
ilk kitaptaki anlatıma göre;
ayışığı'nın en iyi izlendiği bir bölgeye gitmek için matsuo bashō
-çağın kısıtlı olanaklarıyla yayan yapıldak bir uçtan diğer bir uca japonya’yı kat ederek bu yolculuktaki notları içermektedir-
adını da 'kuzeye giden ince yol' olarak adlandırmıştır
*
kobayashi ıssa ise ömrünün bir yılını yazdığını anlatsa da aslında ömrünün tamamını kaleme almıştı
o da kitabının adını 'ömrümde bir yıl' olarak adlandırmış
içerisinde gerek kendisinin yazdığı ve de gerekese dostlarıyla sohbet esnasında yazıldığı anlaşılan haikularla bezeli
çileli ömrünün lifli kesitleri gibi
*
sonuç;
bu dönüşüm ya da vahdet-i vücutta kendimi en çok kobayashi ıssa'ya yakın buldum diyebilirim
o kadar basit ve o kadar yalın ki yazdıkları ya da anlattıkları
ancak bir o kadar da zor olansa;
bu düş sarmalını ortaya çıkartmak ve günışığında kalenin burçlarına çekip bayrak misali dalgalandırmak
benim kobayashi issa’da gördüğüm en büyük özellikse;
haiku yazabilmek için doğayı yerinde izlerken hayvanların her türlü hareketlerini resmen avına konuşlanmış kedi misali gözlerini kırpmadan izlemek
eğer hayvanların davranışlarını iyi gözlemlersen sanat adına her şeyi yerli yerinde üretiyorsun çünkü
duru yazılacak olan haikunun ne kadar da zor koşullarda ortaya çıktığını anlıyorsunuz
benim üzerimde en baskın olansa son yaptığım söyleşide dediğim gibi;
*
“-haiku;
yazmaktan çok onu anlama ve okuma sanatıdır...”
..
1.dip not:'haiku;
dile gelmeyen derdini anlatamayan canlı-cansız varlıkların sessiz çığlığıdır biraz da...'
2.dip not:her canlının sizler kadar yaşama hakkı vardır ve azıcık saygı duyun
..
kostaki konağı çeşmesinden su içen kedi
#haiku