İyisi ve kötüsüyle birlikte, bütün huylarımız doğuştan değil, kazanılmıştır. İnsanoğlu, her türlü düşünce, his ve huydan soyut fakat her çeşit huy edinmeye müsait olarak doğar. Düşünce ve duygularımız gibi, huylarımızı da hep çevremizden ve görüp öğrendiklerimizden alırız. İnsan belirli bir çevre, iklim ve şartlar içinde doğar ve yaşar. Tabii bu şartlar uyarınca aldığı terbiyeye göre de ruhsal yapısını kazanır.

İnsanın aldığı bu ruhsal yapı, bir defaya mahsus olarak oluşmuş ve zaman mekan içinde hiç değişmeksizin kaya gibi duran bir şey değildir. Tam aksine, değişmesi ve değiştirilmesi her zaman mümkündür. İnsan normal olma koşuluyla, serbest bir iradeye sahip ve bu güçle kendini yönlendirebilir ve kontrol edebilir.

Gençlikte, özellikle ilk çocukluk çağlarında alınıp yerleşen huylar kökleşir ve ileride terbiye ve irade kuvvetine karşı bir direnç gösterir. Çünkü gençlik, bedensel olduğu kadar, ruhsal oluşum bakımından da hayatın en plastik devresidir.

Gençlikte edinilen huylar, ileride ruhsal bir tembellik ve ihmalcilik ile kaynaşarak, genelde ölene kadar bizi bırakmaz. Bu nedenle terbiye ve ahlakın etki bakımından en verimli çağı gençliktir. Fakat bütün güçlüklere rağmen, huyların en köklüsü bile irade ve azmin ve iyi bir terbiyenin tokmağı altında erimeye mahkûmdur.

Görülüyor ki terbiyenin ruh ve karakter üzerindeki rolü hakkında ileriye sürülen tezlerden biri, karanlık bir kötümserliğe saklanmasına karşı, ikincisi de alabildiğine iyimserdir. Ve tabii bilinçli bir terbiyenin huylar üzerinde sonsuz bir rolü olduğuna adeta körü körüne inanmaktadır.

Bizce gerçek şudur ki, huylarımızın bazılarını kökten değiştirmenin elimizde olmadığını biliyoruz. Bu huylarımız gerçekten canımızın altında ve biyolojik benliğimizin derinliklerindedir. Huylarımızın bazılarını ise güç olmakla beraber kuvvetli bir terbiyenin yardımı ile değiştirmek, düzeltmek ve yerini iyi huylarla doldurmak mümkündür.

Sonuçta bazı huylarımız da var ki bunları kökünden değiştirmek, halimizi düzeltip, ahlakımızı güzelleştirmek hem mümkündür, hem de sanıldığı kadar güç değildir. Şuna dikkat edelim ki, huylarımızın iyileri gibi kötüleri de çeşitli unsur ve sebeplerin, zaman içinde ve belirli bir psikolojik bünyede birbiriyle kaynaşmasından oluşan bir sonuçtur.