Belki de Trabzonspor’un en önemli maçlarından biriydi Kopenhag karşılaşması. Potalı maç olması dolayısıyla heyecan çok yüksekti.

Maç kadrolarına bakıldığında bordo-mavililerde orta blokta Bakasetas- Siopis ve Abdülkadir Ömür görevlendirildi.

Karşılaşma başlamadan türlü handikapları tüm spor severlere hissettirirken birde rakip  oyunu orta alanda kabullenip üst sevide presle Trabzonspor’u kendi alanında sıkıştırdı.

Yarım saatlik bölümde haliyle kayda değer bir pozisyon yakalayamadık.

Sabır pasları tamamda nereye kadar?

Adı futbol bir kademe hatası golü de yiyince rakip geldikçe geldi.

Orta alan gerekli pozisyonları, ileride yerli yerinde pozisyonları üretemeyince işimiz rakip kale önündeki karambollere kalmıştı ki her geçen dakikalarda aleyhimize işledi.

Rakibin canlılığı motivasyonlarını arttırdıkça artırırken, defans blokumuz rakip atakları karşılamaktan bunalmışken orta alanımızın bozulan dengesine rakibin de sert direnişi eklendi.

İlk yarıda orta alanın oyuna katkısı sıfırdı.

Hızlı düşünüp hızlı pozisyon üretmede defans bloğuna kalınca sonuç kaçınılmaz oldu ve devreyi bordo-mavili takım 1-0 yenik kapattı.

İkinci yarı Kouassi’nin yerine Djaniny ile başlayan bordo-mavililer kalesinde ikinci golü de görünce haliyle takımın tüm dengeleri bozuldu. Kötü başladığımız oyunu biraz daha ileride karşılayıp oyunun şeklini değiştiremedik.

Abdülkadir’le yüzde yüzlük kaçırdığımız gole de yanmamak elde değildi.

Dakikalar geçerken son iki transferini sahaya süren Trabzonspor, ilk yarıya rağmen biraz daha canlı oyun oynadı.

Rakibi defansında bir türlü eksik yakalayamadık.

Rakip oyuna toplu çıkıp toplu halde dönerken oyun sistemlerini bozmadan bizim verdiğimiz gibi bizlere pozisyon vermediler.

Yenilmeyecek bir takımda değildiler lakin biz kötü oynadık...

Şimdi golü bulduk.

Umutlarımızı yeşerttik.

Şimdi Trabzon’da şu oynayan kadro ile Kopenhag’ı eleyebiliriz.

Yediğimiz goller bu kadar ucuz olmamalıydı lakin her şeye rağmen bu sonuçta yabana atılacak sonuç değil.