TRABZON

Hayat kurtaran sınav

Filistinli Mohammad Kasem Mohd (19) TRÜ Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi TÖMER Dil Merkezi A-1 seviyesinde Türkçe öğreniyor. Türkçe hazırlık seviyesini geçtikten sonra Spor Bilimleri Fakültesine başlayacak olan Filistinli genç daha sonra ise aynı üniversitenin 2024 yılında açılacağı duyurulan Yazılım Mühendisliği bölümünü okumak istiyor. Ablası Ala Mohd da KTÜ’de aynı şekilde Türkçe dersleri almaya hazırlanıyor. Filistinli ailenin hayatını kurtaran sınav ve çarpıcı detayları şöyle:

TÜRKİYE’DEN DAHA GÜVENLİ ÜLKE YOK

Gazze ve Batı Şeria’da çok sayıda akrabası bulunan Filistinli Mohammad Kasem Mohd 4 kardeşin ikincisi. Bir ablası var. Kendisinden sonraki erkek kardeşlerini 10 yaşındayken kaybetmişler. Küçük kız kardeşleri de kendisi gibi okuyor. Ablası Ala da (20) Türkçe öğrenmek için KTÜ bünyesindeki TÖMER’de dil öğrenimine başlayacak. Türkiye ve Trabzon’un çok güvenliği olduğunu söyleyen babası, onları buraya yerleştirerek çalışmak üzere önce Filistin’e dönmüş, oradan da muhasebeci olarak iş bulunca Ürdün’e geçmiş. Türkiye’den önce ailece 1 yıl kadar Ürdün’de yaşamışlar. Ancak gerek Ürdün’ün de güvenli olmayışı, gerekse Türkiye’nin en güvenli ülke olarak benimsenmesi nedeniyle YÖS sınavını kazanıp bunu vesile ederek ailece Trabzon’a yerleşmişler. Mohammad Kasem bu konuyu şöyle anatıyor:

YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ OKUMAK İSTİYOR

“Güvenliği ve yükseköğretim imkânları daha fazla olduğu için Türkiye’yi tercih ettik. Buna babam karar verdi. Ayrıca babam, Türkiye’nin Müslüman ülkeler arasında en güçlüsü olduğunu söyledi. Biz de aile olarak şart ve koşulları takip ederek buraya geldik. Ben Trabzon Üniversitesi’ni istedim, ablam Ala ise Karadeniz Teknik Üniversitesini kazandı. Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavından (YÖS) sadece iki hafta kadar önce haberimiz oldu. Geceli-gündüzlü yoğun şekilde çalışıp bu sınavı kazandım. Ablam Ala sadece dil öğrenmek için yabancı kontenjanı ile geldi, o da KTÜ TÖMER sınıflarında dil öğrenecek. Ben temel Türkçe eğitimimden sonra Spor Bilimleri Fakültesine başlayacağım ancak seneye Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi bünyesinde açılması planlanan Yazılım Mühendisliğini de okumayı istiyorum.”

‘YERLEŞİMCİLER’ SİLAHLARLA SALDIRDI

Gazze ve Batı Şeria’da İsrail saldırılarının yoğun şekilde sürdüğünü, kendisinin de hem Türk kanallarından hem de direkt Filistin’den haber veren internet sitelerinden gelişmeleri gece-gündüz takip ettiğini belirten Mohammad, “Gazze kadar olmasa da Batı Şeria’dan da şehit haberleri geliyor. Haberleri aralıksız takip ediyorum. Moralimiz genel olarak bozuk. Batı Şeria’da askerin yanı sıra sivil işgalci durumundaki yerleşimciler de Müslümanlara silahlarla saldırıyor, orada da 60 kişi katledildi. Bin 200’ün üzerinde yaralı var. Toplam yaralı sayımız 10 bini aştı. Bunların tedavisi için hastane ve ekipman yok. Zaten son olarak hastaneye de saldırdılar. Yüzlerce şehit verdik” diyor.

MASUM BEBEKLER ÖLDÜRÜLÜYOR

“Batı Şeria’da 500 kontrol noktası var, bırakın katliamdan kaçmayı, kimse bir yere kıpırdayamıyor” diye devam eden Mohammad, “Zaten Filistinliler topraklarını işgalcilere bırakmak istemiyor. Bizim bölgemiz Cenin, Batı Şeria’da yer alıyor. Ele geçirmek için soykırım, yıldırma, saldırı, katliam; her şeyi yapıyorlar. Yeni yerleşimcilerin en fazla yerleştirildiği yer de bize yakın merkezlerdi, bu nedenle Batı Şeria’da sıklıkla sivil komşu saldırıları oluyor. Akrabalarımın tamamı orada. Kendi evimizden haberimiz yok. 1 hafta kadar önce görüştüğüm teyzem evimizin şimdilik hasar almadığını söylemişti. Evimiz şehir merkezine biraz uzakta ama şu anda akıbetini ben de bilemiyorum. Son saldırılarda babamın ve annemin kuzenleri vurularak şehit oldu. Benim de arkadaşlarımdan yaşıtım olan 3 kişi şehit oldu” diye anlatıyor.

HERKES BANA BİR ŞEY VERMEK İSTİYOR

Mohammad şöyle devam ediyor: “Buradaki insanlar bana önce soğuk davranıyor ama sonra Filistinli olduğumu öğrendiklerinde tavırları çok sıcaklaşıyorlar. Sevecen oluyorlar. Bir şey vermeye çalışıyorlar. Türk Devleti bize kucak açıyor ve vatandaşlarından ayırmıyor. 9 yaşımda iken Batı Şeria’da markete gitmiştim, çikolata alıp çıktım, bir anda kapıda 5 otobüs belirdi, araçtan koşar adım inen İsrail askerleri bir anda önümü kesti. Bana silah doğrultup bu tarafa gelme diye bağırdılar. Ben anneme gitmek istiyorum diye bağırıp ağlamaya başlayınca sis veya gaz bombası attılar. Gözlerim bir anda kapandı. Sol gözüm birkaç ay boyunca hiç görmedi. Kör oldum sandım. Daha sonra açıldı. Ama bu İsrail askeri ile ilk karşılaşmadı ve çok korkmuştum. Akrabalarımız şu anda genellikle orada toplu halde bulunmaya çalışıyorlar. Hayatta olanlarla zaman zaman yazışarak iletişim kurabiliyoruz ama kötü haber almaktan korkuyorum.” Mohammad’ın hocalarından Öğretim Görevlisi Begüm Sultan Ünsal, “Bu dönem TÖMER A-1 sınıfımızda İran, Tataristan ve Ürdün gibi ülkelerden öğrenciler var. Mohammad bu anlamda şanslı; çünkü arkadaşları ile kısmen Arapça anlaşabiliyor. Bu arada Türkçesini geliştirdikçe Türkçe de konuşmayacak başlayacak” diyor. 

GÖZLERİ DOLUNCA DEVAM ETMİYORUZ

Mohammad’ın TÖMER’deki hocalarından Öğretim Görevlisi Dr. Hacer Deniz ise öğrencinin derslerinde son derece istekli ve başarılı olduğunu belirtiyor: “Hiç kimseden bir şey istemiyor, verilse de kabul etmiyor. Çok dışa dönük bir genç değil. Ancak saygısı ve disiplini ile takdir topluyor. Yaşadıkları ve gördükleri kendisini derinden etkilemiş. Burada biraz durgun ama kendini güvende hissediyor. Ailesinden çok güzel bir terbiye ve saygı eğitimi aldığını söyleyebilirim. Biz de hocaları olarak kendisini çok seviyoruz, arkadaşları ile birlikte derslerde ve ders dışında moral vermeye çalışıyoruz. Filistin’deki katliamlar devam ettikçe derse odaklanma sorunu yaşadığı oluyor, aramızdaki yabancı öğrencilere en sevdikleri yerel yemekleri, şehirleri ve anılarını sorduğumda Mohammad’ın gözleri doluyor, devam etmiyoruz.”