HAŞHAŞİ DARBENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Biz yazdık çizdik. Her besmele çekeni mumin, her elhamdulillah diyeni müslim zannetmek bizim millet olarak terk edemediğimiz zaafımızdır diye.
Türk milleti büyük bir felaketi teğet geçmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın canına kasteden bu cinnet sürüsü derdest edilip idamla yagılanmalıdır. Milletimizin canına kasteden bu yaratıklar, hiç acınmadan cezalandırılmalı içlerinden nedamet getirenler bile affedilmemelidir.
Belki bugünün meselesi değil ama ülkücüdür, solcudur diye görevlerinden azledilip yerlerine bu şeytançiyanları getirenler, bu milletinin dün akşam yakaladığı birliktelik ruhuna, şu durum suhulete erdiğinde bir özür borcu olduklarını da unutmamalıdırlar.
Bir de iktidarı elinde bulunduranlar muhalefette kaldığı için zihinsel motivasyonu tepkisellik içeren insanlara bu buhranı atlatıldıktan sonra sevgiyle yaklaşmalı, ‘biz iktidarız ezer geçeriz’ pisikozunu terk etmelidirler.
Bu haşhaşi gruba ise bir gıdım dahi acımadan gereken cezalar verilmeli, yaptıkları bu katliamın hesabı burunlarından fitil fitil getirilmelidir.
Ne demek Meclis'i bombalamak. Ne demek Cumhurbaşkanı'nın kaldığı oteli bombalamak, ne demek Genel Kurmay Başkanı'nı rehin tutmak..
Bütün bu cürümlerin karşılığı sözde değil özde olarak misliyle verilmeli, asla rütbesizdir, küçük rütbelidir diye bir teessürle yaklaşılmamalıdır.
Çok demokrasi şehidi verdik. Türkiye 15 Temmuz'u demokrasi bayramı ilan etmeli, bugün toplumsal uzlaşının yıldönümü olarak kutlanmalıdır.
Başta Dr. Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu'na bundan böyle ağzını her açan hakaretamiz konuşmamalı, bu darbenin frenlenmesinde onların rolünü asla kimse küçümsemelidir.
Bir de atlatılan bu vartadan hemen sonra nasılsa toplumsal popülaritemiz arttı, işte fırsat işte başkanlık sloganlarına yakın zamanda tevessül edilmemelidir.
Gün birlik günüdür. Gün farklı hissedimli gönüllerin kucaklaşma günüdür. Kimse kibre kapılıp hareket etmemeli, herkes ülkede iyi bir paylaşımın peşine takılmalıdır.
Bu maceracı, kafası uçmuş kesim artık aramızdan ayıklansın. Bu vahim darbe kalkışması göstermiştir ki..
Tarikatçılık, cemaatçilik gibi kendi sınırlı alanlarında kalması gereken anlayışlar kutsanmamalı, beyni kiralayan her anlayış artık dışlanmalıdır.