“HANİ” O BALIKLARIMIZ NEREDE

Önceki hafta Ganita’nın en eski sakinlerinden İbrahim Ayral abimizle  eğitimci yazar Uğur Yenidoğan hocanın ofisinde sohbet ederken yine söz dönüp dolaşıp eski Trabzon’a geldiğinde, İbrahim abi, “Uşaklar biliyor musunuz bizim gençliğimizde tuttuğumuz bir balık vardı. Artık nesli tükendi. Daha kıyılarımıza gelmiyor. Yok oldu gitti.” dedi.

Hepimiz kemale ermiş denizi iyi bilen, Karadeniz'in hırçın dalgalarına karşı kulaç atmış eski gençler olarak meraklandık. İbrahim abi merakımızı anladığından olacak başladı anlatmaya:

“Çok renkli bir balıktı. Çoğumuz bu renklerini Trabzonspor’un bordo mavisine benzetirdi.

Aslında cinsine göre farklı renklere sahipti.

Kayalıklar arasında yaşar.

Bol kılçıklı rengarenk bir balıktı.

Sahile yakın kayalıklar onların yaşam alanı idi.

Pullu kılçığı çok olmasına rağmen lezzetli bir balıktı.

Aslında Karadeniz'de çok bulunmaz. Genellikle Marmara, Ege ve Akdeniz balığıdır.

Ganita ve çevresi bu balıkların yaşamına uygun yapıya sahip oldukları için kayaların etrafında dibinde yaşıyorlardı.

Yaşıyorlardı ama şimdi nesli tükendi.

Çünkü kıyılar bozuldu.

Denizin doğal yapısı tarumar edildi.

Ne kayalıklar kaldı ne de el değmemiş kıyılar.

Çoğu kimse de bilmez  tanımaz artık bu balığı.

Biz ona Hanem desek de Hani  balığı olarak bilinir.”

Bu sohbetimizin üstüne ünlü ressam Ceyhan Murathanoğlu da gelince, Hani balığının sohbeti yeniden başladı.

Konuşulanlar balığın özellikleri Ceyhan hoca tarafından da teyit edilince Uğur hocanın, “İsmail artık bunu yazıp tarihe not düşmelisin.” teklifine, Salih Özkan, Hasan Kanber de onay verince bize de artık yazmak düştü.

Evet bir balık neslini yok ettik.

Kim bilir başka daha neleri yitirdik yanlış kararlarımızla.

Kendimizi yok ediyoruz bilmeden ya da bilinçli. Ondan sonra da “HANİ” nerde diyoruz o eski balıklarımız.

Bu arada İbrahim abiden söz aldık, Kartal Tibet, Tanju Gürsu ve Selda Alkor'la birlikte rol aldığı filmle ilgili sohbet yapmaya.  

Siyah beyaz günlerde kalan Yeşilçam'ın “Elveda” filminde rol almıştı “Banzo” lakaplı İbrahim Ayral abimiz...

Artık o konuşmalarımız da haftaya...