Ülkenin birçok sorunları çözüm beklerken, özellikle ekonominin, dar gelirlinin, SSK ve BAĞKUR emeklilerinin, tarım çiftçisinin sorunlarının apaçık haykırıldığı, adeta bas bas bağırılarak çözülmesi istenirken, kültür ve turizm bakanlığının, sanki ülkeyi kurtaracakmış gibi bir eylemi ortaya atıp Türkiye’nin gündemini suni hareketlerle başka taraflara çekmek bir icraat, bir iş değildir. Olsa olsa günü kurtarma eylemidir. Efendim masrafları Avrupa Birliği fonlarından karşılanıyormuş.
İyide bu Avrupa bizim lehimize hangi işi, hangi yararlı icraatı reva görür ki..!
Avrupa istiyor bizimkiler hiç sağına soluna bakmadan uygulamaya sokuyorlar...
Tamam Avrupa bazı fonlardan bize iş yaptırmak istiyorsa, biz kendi işimizi kendimiz planlayalım. Ne nasıl yapılacaksa biz karar verelim. Değerlerimizle böyle fütursuzca alay edilecek işleri yaptırmayalım, bunlara müsaade etmeyelim. Avrupa parayı versin istediği gibi atı koştursun öylemi?
Beyler, öyle değil öyle olmamalı…
Biz geçmişten bildiğimiz, hem de çok iyi bildiğimiz bu oyunları, bu filmleri kotarıp kotarıp önümüze koyuyorlar.
Ülkemizde, değerlerine bağlı, milli ve yerli olan ne varsa değiştirilmeye uğraşılıyor ve biz de seyrediyoruz, seyrettiriliyoruz.
Evet biz de etkinlik istiyoruz,
Biz de türkü şarkı istiyoruz,
Biz de sazlı sözlü, horonlu kemençeli etkinlikler istiyoruz. Bizim Anadolu’muzda insanlarımızın, her yörenin kendine has etkinliklerini istiyoruz.
Vatandaşlarımızın;
Tanışma, kaynaşma ve kucaklaşma, birlik ve beraberlik için bu etkinliklere çok ihtiyaç var...
Hele hele, ülkemizin gelir getiren kaynaklarını ön plana çıkartacak, etkinlik ve organizasyonların yapılması da kaçınılmaz bir görevdir. Nasıl ki Trabzonspor bir değer bir marka olmuş, onunla ilgili yapılan her faaliyet etkinlik Trabzon’umuzu tanıtma açısından çok etkili bir araç olmuş, insanları Trabzon’a çekmek için güçlü bir tanıtım, güçlü bir vasıta olmuşsa başka potansiyellerimizi de güçlü hale getirmeliyiz.
Trabzon denilince akla gelen en önemli bir marka Trabzonspor olmuştur.
Trabzonspor, Türkiye’mizde bu insanların birlik beraberlik ruhunu bozan, sporda yanlış bir lobileşmenin, yanlış bir gidişatın yönünü gerçek bir spor anlayışı ruhu ile ters yüz etmiş, Anadolu’nun efsane bir takımı haline gelmiştir. Yıllar geçse bu diri çıkış ve duruş dimağlardan asla hiç bir zaman silinmez.
Ancak, ne zaman bağlı olduğu değerlerden vazgeçerse, o değerleri kaybederse işte o zaman bu efsane çöker...
Bizim asli görevimiz her alanda her eylemde bir marka olmak ve o değerle ülkemize katkı sunmaktır.
Trabzon’un milli kültür yolu festivali de, bizim geçmişten gelen, milli benliğimize yakışır bir festival olmalıdır. Herkesin işte bu diyebileceği bir yol ve yöntem ortaya koyulmalıdır.
Kemençesi, horonu, sazı ve sözü bunları sergileyecek ortaya koyacak ve benimseyecek sanatçı ve sanat erbabı ile yola çıkılarak yapılacak bir festival adına ve yoluna verilecek isim, kendini ancak bu şekilde ifade edecektir.
Aksi halde;
Milli olmaktan uzak,
Kültürüne ters ve aykırı bir festival bizim festivalimiz olamaz.