"Herhangi bir şeyin kökenini arayan kişi, aynı zamanda kendi kökenini de arıyordur."

Yılanbalığının Yolu | Patrik Svensson

İsveçli yazar Svensson' un ilk kitabı, dünya çapında ona ün getirdi, epey okundu ve ödüller aldı. Bu modern zamanlar meselinde yazar, bir balığın kökenleri üzerine çıktığı  zaman ve insan yolculuğunu anlatıyor. Yılanbalığının üzerinden, Sigmund Freud' un ilk klinik araştırmalarına tanıklık ediyor, onun cinsellik üzerine kafa yormaya başladığı ilk dönemlerine gidiyor ve Trieste' de bir laboratuvarda onunla yılanbalığının kökenlerini arıyorsunuz. Aslında bu bir babanın ve oğlun kimlik arayışı.

"Yılanbalığının kökeni ve uzun yolculuğu, olanca tuhaflığına karşın, bir bakıma bizim hayat tecrübemizi andırıyor; yuvadan ayrılmak için yollara düşmek, akıntılara kapılıp sürüklenmek, sonra yuvaya dönmek için çok daha uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkmak ve bu yolda aşılması gereken bütün o engeller pekala kendi hayat hikayemiz de olabilir."
Kitap, zamansal bir kimlik ve varolma sorunu. Anlatıcı, babası ve yılanbalığının üzerinden kurguladığı bu anlatıyı, yaşam, varoluş, din, bilim, çağ ve değişim gibi kavramlar üzerinden ördüğü hikayelerle zenginleştiriyor. Svensson' un kitabı, İsveç kırsalında geçen çocukluk anılarını anlatırken, Aristotales' den, Yeni Kıtanın keşfine kadar pek çok başlıkla bizlere bir balık ve toplumsal kodlarıyla Yılanbalığının kültürün detaylarını veriyor. Şükran Günü yemeğinde, sofralarda başlarda pişirilen "yılanbalığının" yerini zamanla " hindinin" nasıl aldığı sorusundan, dünyada farklı coğrafyalarda yılanbalığının avlanması üzerinden balıkçılık ve avlanma kültürünü tamamen objektif bir gözle anlatıyor. Gelelim İsveç' ten ve yılanbalığından çıkıp, hamsiye, "Hamsiname" ye ve Hamamizade İhsan Bey' e.

Hamamizade İhsan Bey, " Hamsiname" adındaki kült kitabını yayınladığında sene 1928 idi. İnsan bu kitabı okurken, kendini David Attenborough un seslendirdiğı bir BBC Planet Earth belgeselinde buluyoruz! Bir belgesel tadındaki bu kitap alanında tek olmasının yanında, içerik olarak eşsiz bir kaynaktır.  Hamsiname, kitabi bir dönemin tüm yoksunluğuna ve ilkelliğine rağmen, hem dönemin insanının duygusunu, bu insanların entellektüel zekalarına ve birikimleri üzerine hayretler içinde bıraktırıyor. Svensson' un kitabında dediği gibi "...bazen doğru yol dar olanken, genişinde yürümek çok daha kolaydır."  Bu yüzyıldan bakınca Osmanlı Döneminde böyle bir aydının yetişmesini tamamen şehre ve  eğtim kültürüne bağlayabiliyoruz. Döneminin eksikliklerini yoksunluğa bağlamak kolaya kaçmak olur. Bizim gibi coğrafyalarda, bir bilim veya sanat adamı olarak doğmak kader değil, kişisel bir bilinçlenme ve çaba işidir. Bunun en iyi örneği Hamamizade İhsan Bey ve şurekasıdır. Murat Bardakçı' nın da ifade ettiği üzere " Divan Edebiyatı'nın "divan sahibi son şairi" olan Hamâmîzâde İhsan Bey Trabzonluydu ve 1928'de yayınladığı bir eserle sadece Türk edebiyatında değil, dünya edebiyatında da kendisine bir yer edinmişti.Kitabı hamsi hakkındaydı, "Hamsinâme" adını taşıyordu ve hamsiyle uzaktan yakından alâkalı ne varsa bu eserde biraradaydı...Hamâmîzâde İhsan Bey, Divan Edebiyatı'nın "divan sahibi" son şairiydi. Aslında daha sonraki senelerde de divan oluşturabilecek kadar eser vermiş başka şairler çıkmıştı ama eski harflerle basılan son divan ona ait olduğu için, İhsan Bey "son divan şairi" unvanını almıştı.... Sonraki senelerde "Hamamioğlu" soyadını alan İhsan Bey'in 1928'de yayınladığı ve en meşhur eseri olan Hamsinâme'sinde hamsi ile uzaktan yakından ilgili olan akla gelen herşey vardı. Kitapta hamsinin anatomisinden avcılığına, nakliyatından kurutulmasına, hamsiyi konu alan müziklerden halkoyunlarına, yemeklerinden o zamanın üretim istatistiklerine, hamsi hakkında yazılmış şiirlere, hamsi gübresinin imâline ve o zamanın önde gelen balıkçılarına kadar ne aranırsa bulunabilirdi." •

Hamâmîzâde İhsan Bey'in "Hamsinâme"si,
Patrik Svensson' un "Yılanbalığının Yolu" ile zaman denizinde balıklama bir kardeşlik kurgusunu barındırır. Aradan neredeyse bir asır geçmesine rağmen, bu balıklama anlatılar, bizlere toplumsal kodlarımız bir balık kültü üzerinden, çağımızı, insanı ve doğayı anlamaya ve anlatmaya itiyor.

Yılanbalığının Yolu şöyle bitiyor " Nereden geldiğini bilmiyorsan nereye gittiğini de bilemezsin. Seni evden uzaklaştıran ve sonra eve döndüren yolculuk, hep aynı rotayı takip etmelidir. "

Hamsiname' nin sonunda Hamâmîzâde İhsan Bey, kitabı yazdığı döneminin tüm bilimsel yoksunluğuna rağmen bu kitabın eksikliklerinin, gelecek nesiller tarafından affını dileyecek kadar beyefendi ve asıl bir entellektüel. Onun bu mirasına ne kadar sahip çıkabiliyor ve onu anlayabiliyoruz?


• Hamsi ile ilgili herşeyi, hamsinin kitabı 'Hamsinâme'de bulursunuz- Murat Bardakçı, 13.07.2013 - Haberturk


Gelecek yazıda, Bir Balıklama Öykü - II -  Bir Balık Tütsühanesi, Nynäshamn' dan Faroz' a Balık