AK Parti eski Milletvekili dün Adalet Bakanlığı'ndan aldığı izinle Ankaragücü Başkanı olarak sahada hakem Halil Umut Meler'i yumrukladığı için Sincan Cezaevi'nde tutuklu bulunan Faruk Koca'yı ziyaret etti.  Faruk Koca'nın o gece yaşananları ayrıntılarıyla anlattığını belirten Mehmet Metiner, "Anlatırken ki üzüntüsü gözlerinden okunuyordu. O anı tekrar yaşıyormuş gibi." dedi. İşte Metiner'in o görüşmeden aktardıkları...

Davranışına hiçbir şekilde kılıf aramıyor

- Özellikle altını çizmek isterim ki, Faruk Koca şiddet olayının faili olmasından dolayı son derece üzüntülü. Hiç bir şekilde o davranışına kılıf aramadığı gibi o davranışını haklı gösterecek argümanların arkasına de sığınmıyor. Gördüğüm o ki olup-bitenden rahatsız. İsminin böyle bir şiddet olayıyla anılmasından fena halde rahatsız.

Ben öyle birilerinin gösterdiği biri değilim

- “Biliyorsun tanıyorsun beni abi” dedi: “Ben asla öyle o birilerinin gösterdiği gibi biri değilim. Hayatımın hiç bir evresinde şiddete yer yoktur. Bugüne kadar hiç kimseye ne bir yumruk ne bir tokat atmışlığım vardır, ne de hiç bir savcıya ifade vermişliğim var. Her şey bir anda oldu. Benim hayatımda bu şiddet olayı bir ilktir.”

O anda ne yaptığımın farkında değildim!

Peki nasıl oldu da sahaya koşarak dalıp hakeme yumruk attığını sordum. O anda ne hissettin de öyle yapma gereği duydun? O anı hatırlıyor musun? dediğimde içtenlikle şu cevabı verdi:

- “Biliyorsun ben kalp ve şeker hastasıyım. O stresli atmosferde şekerim yükselmiş. Şeker yüksekliğinin yol açtığı sonuçlar herkesin malumu. O anda ne yaptığımın farkında bile değilim. Koşmak bana yasak. Meğer ben koşarak gitmişim. Sonradan bana koşarak sahaya gittiğimi söylediklerinde şaşırdım. Ben koştuğumun bile farkında değilim. Öylesine öfkeli ve gergin bir atmosfer var.

Tasarlanmış bir saldırı değildi asla

Murat Yıldırım: “6 golü de bireysel hatalardan dolayı yedik” Murat Yıldırım: “6 golü de bireysel hatalardan dolayı yedik”

İnan tokat veya yumruk atmak niyetiyle hakemin yanına gitmedim. Şiddet uygulamak aklımın ucundan bile geçmedi. Sadece yapıp ettiklerinden dolayı yanına varıp suratına “yuh sana!” deyip tükürmek istediğimi hatırlıyorum. O niyetle gittim. Taraftarlarımız gibi ben de yapılan haksızlık karşısında öfkeliydim. Yumruk attığımı bile hatırlamıyorum. Her şey bir anda oldu. Tasarlanmış bir saldırı değildi asla. İsteyerek yaptığım bir şey de değildi. İnan farkında bile değildim o yaptığımın. Üzgünüm.”

Üzgünüm çünkü dostlarımı da üzdüm

Israrla bana üzgün olduğunu anlatırken şöyle dedi: “Üzgünüm, çünkü benim öyle biri olmadığımı bilen dostlarımı ve tanıdıklarımı da üzdüğüm için. Onların da benden dolayı nasıl sıkıntıya düştüklerini tahmin edebiliyorum. Benim aslında öyle biri olmadığımı anlatırken düşecekleri sıkıntıyı düşündükçe üzülüyorum. Ben asla şiddetten yana biri değilim. Ama şimdi bu olaydan sonra gel de anlat. Dostlarımı düşürdüğüm bu durum dolayısıyla da ayrıca üzgünüm.”