Geçmiş dediğimiz şey ne kadar da acımasız. Önümüze bakmamıza, geleceğe koşmamıza nasıl da engel oluyor bu duygular. Arapsaçı misali nasıl da sarıyorlar etrafımızı. İnsan bu mu gerçekten? Duygular mı bizi insan yapan yoksa tam tersi bizi insanlıktan çıkaran. Bilmiyorum. Uzanıyorum yavaşça yeni bir hayata geçmenin yollarına. Yalvarırcasına bakıyorum son kez dünyaya. Yapma diye bağırmak geliyor içimden sonra ne fark eder diye soruyorum kendime. Bu dünya intikam almaya değecek kadar güzel mi?
Arıyorum, çıkış yolumu hatta belki de varış rotamı. İnsan olmak buysa eğer nereden çıkılır diye soruyorum bazen kendime. Bulamıyorum elbet bir yolunu. Dünya hoş kal bundan sonra. Sevmeyi, sevilmeyi, dik durmayı öğret insanlara. Yine de iyi ki gördüm seni, denedim, yaşadım, umutlarımı gömdüm senin mezarına. Bir çiçek bırakanım olur umuduyla.
Bir ağma gibi kördün sen, bakma hiç şimdi bana öyle, kırıp döküp yapıştırmaya çalıştığın yerler hala kanıyor görmüyor musun? Görkemli bir acı benimki, biteceğini bilmeme rağmen uçuyorum şimdi.