Türk Milleti topyekûn seferberliğin nasıl olacağını; yıllar önce Kurtuluş Savaşı’nda bütün dünyaya göstermişti.

“Türk Kurtuluş Savaşı”; “Milli Seferberliğin” ve “özverinin” adıydı.

Türk Milleti’nin bağımsızlık aşkının ve birlik ruhunun can bulmuş haliydi.

Bir milletin kendini var olma aşkıyla cepheye sürdüğü savaşın adıydı.

***

Aradan yıllar geçti; Türkiye, 6 Şubat 2023’te ölümcül bir sabaha uyandı.

Yaşadıklarımızı tanımlamak imkânsızdı, 85 milyon göçük altındaydık.

Şaşkınlık, karamsarlık ve umutsuzluk girdabı, içine çekiyordu hepimizi.

Feryattan, ağıttan ve duadan başka ne gelir elimizden anlayışının kuşatması altına girmek üzereydik.

Ki; onurlu, vefalı, özverili insani kimliğimiz hepimizi ayağa kaldırdı.

Türk Milleti bölgenin yaşadığı acıyı iliklerine kadar işleyip yollara döküldü.

Hiçbir resmi davet ya da yönlendirme beklemeden seferber olma haliydi bu.

Millet seferber olmuş deprem bölgesine akıyordu adeta.

Kendiliğinden şahlanan bu akış, hareket emrini Türk Milleti’nin gönlünden almıştı.

Belli ki bu bir, “Gönül Seferberliği” idi. Azdan az, çoktan çok, bütün çıkışlar gönüldendi.

Gönül Seferberliği; ne dalgalanma tanıdı ne de fay hattı, ne artçılara takıldı ne de engellere, tarifsiz bir kararlılıkla bölgeye ulaştı.

Türkiye’nin yolları tırdan yollara dönüştü adeta. “Hep Birlikte Türkiye’yiz” söylemi tırlara doluşup yollara dökülmüştü.

Yok olduğunu sandığımız “O güzel insanlar o güzel atlarına binip bölgeye uçtular.”

İyilik seferber oldu Türkiye’nin dört bir yanından.

On binlerce canımız kaldı enkazın altında, dünyamız yıkıldı ama belli oldu ki “iyilik” yıkılmamış dimdik ayakta.

***

Etnik, din, mezhep, renk…

Hayır hayır; insanlığın tek ölçütü var, “insan.”

Asla dünyayı görmezden gelemeyiz; Yunanistan’dan Ermenistan’a, Meksika’dan Azerbaycan’a insani dayanışma örneği şüphesiz ki belleğimize not edildi. Görev başında olduğu için röportaj önerisini reddeden İspanyol kurtarma görevlisi hepimize özel bir ders vererek afet tarihimizdeki yerini aldı.

***

İyilik, dayanışma, insanlık…

Bütün dinlerin ve felsefi görüşlerin alfabesidir adeta.

Ya vicdan, vicdan insanlığın kalbi, atar damarı.

Türkiye iyilikle ayağa kalkacak, dünya insanlıkla nefes alacak.

***

Biz bu mahşer günlerimizde;

İyiliğin, insanlığın şükranında olduk, eli yetenin elini öptük gıyabında.

Bilgi sunanın hürmetinde, uykuyu ve dinlenmeyi dünyalarından çıkartan ekiplerin duasında olduk.

Belki tam olarak ne yapacağımızı bilemedik ama bazılarımız o uğurda canlarını feda etmeyi bildi.

Biz bu günlerde iyiliği izledik.

Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından kopup gelen kişisel ya da kurumsal yapıların özverilerine dualarla destek olduk.

Yardım kuruluşlarını ayırım yapmadan gücümüz oranında desteklemeye gayret ettik.

Biz bu günlerde; Bu büyük yıkımın ortasında siyasi fay hatlarının hâlâ kırıcı şekilde aktif olmasını hayretle ve üzüntüyle izledik.

Enkaz üzerinde öz çekim derdinde olanları görmezden geldik.

Zamanlama ve organize eksikliğini afet dağarcığımıza not eyledik.

Yağma ve fırsatçılık söylentilerini nefret duygularımız tetiklemesin diye pek dikkate almadık.

Kısaca eksikliği görmezden geldik.

Ama kötülüğü?

Kötülüğün peşinde olamayız elbet.

Biliyoruz ki yaralarımızı iyilik saracak.

“Kötülük kötürüm olacak, iyilik baki kalacak”

***

99 Depremine rağmen bir deprem kültürü edinememiştik ama belli ki gönlümüz hala seferberlik alanı.

Ama artık yeter!

Bizim de çok geniş kapsamlı afet planlarımız ve tavizsiz uygulama irademiz olsun. Gönül kültürümüzün yanında deprem kültürümüz de olsun.