GÖLET YAPILDI SU YİNE AKTI GİTTİ

Çok iyi niyetle işe başlanmış. Hayvan içme suyu projesi idi ismi. Gölet yapılacak. Su tutulacak. Çevre güzelleşecek. Hayvanlar yararlanacak. Yaylaya bir değer katacaktı. Ama olmadı. Gölet yapıldı. Bir de baktık ki gölet su tutmuyor. Gelin görün ki Trabzon'un en güzel yaylalarından Beypınarı Yaylası’nda yaz aylarında tüm gününü mera ve yaylalarda geçiren hayvanlara yeterli ve temiz içme suyu temini için DSİ 22. Bölge Müdürlüğü’nce ihale edilerek yapılan Hayvan İçmesuyu Göleti su tutmuyor. Gölet içerisinde bir gram su yok. Gölet yapım ihalesinin iş başlangıç tarihi 2 Nisan 2021, bitiş tarihi 26 Şubat 2022. Yayla sakinlerinden edinilen bilgilere göre gölet su kaçırıyor ve su tutmuyor. İşin teslim tarihi üzerinden yaklaşık 5 ay geçmesine rağmen durum fotoğraflarda görüldüğü gibi. DSİ 22. Bölge Müdürlüğü bu konuda kamuoyuna bir açıklamada bulunur herhalde. (Hasan Kamber'den alıntı)

***

YAZDIK, UYARDIK O ÇİRKİN GÖRÜNTÜLER GİDERİLDİ

Neden böyledir bizde işler. Ya basına yansıyacak, ya duyarlı bir vatandaş görüp dile getirecek. Ama bir türlü işin ilgilisi yetkilisi görmeyecek. Ortahisar Camii'nin ne kadar önemli bir kültür varlığı olduğunu anlatmamıza gerek yok sanırız. Fethin timsali Fatih Camii daha yeni restore edildi. Kaliteli bir restorasyon yapıldı. Eserin özgün yapısı daha belirgin bir hale getirildi. Ama gelin görün ki estetik yoksunu sorumsuz kişiler üstelik WC levhaları görüntüleri ile bu tarihi yapıyı gölgelediler. Geçen haftaki yazımda Karadeniz’de Son Nokta'da konuyu dile getirdim. Sonrasında neler mi oldu?

Ortahisar Muhtarı Süleyman Kara'nın duyarlılığı ile tarihi mabedi gölgeleyen WC tabelâları kaldırıldı.

Çarşamba günü haftalık yazılarımda bahsettiğim çirkin görüntülerin giderilmesi için harekete geçen Ortahisar Mahallesi muhtarı Süleyman Kara önce Büyükşehir Belediye Zabıta Daire Başkanlığı ile irtibata geçip sonrasında da tarihi caminin siluetini bozan WC tabelalarını sorumlu kişisine kaldırttı.

Kara, kurumlar arasında gereken koordineyi sağlayarak çirkin görüntülere son verdirdi. Tarihi Ortahisar muhtarı Süleyman Kara, mahallesine her konuda sahip çıktı. Trabzon adına teşekkürü hak etti. Tabi bu arada Büyükşehir Belediyesine de duyarlılığı için teşekkür etmek gerekiyor. Ortahisar Trabzon'un en eski yerleşim merkezi. Ortahisar Mahallesi’nin koruma altına alınmış kültür varlıkları ile kentin turizm merkezi olduğunu her kurum bilerek hareket etmeli. Müftülük, Camii İmamlığı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün gözü kulağı bu kültür varlıklarının üzerinde olmalı. Komşuluk görevlerini hakkıyla yerine getirmeliler. En azından Ortahisar Mahallesi muhtarı kadar duyarlılık göstermeliler.

***

CADDE ÜZERİNDE TAKSİ DURAĞI BİR BU EKSİKTİ

Trabzon Büyükşehir Belediyesi 3 kilometrelik Kahramanmaraş Caddesi’nin bir bölümünde düzenleme yaparak yaklaşık 15 gün önce halkın hizmetine açtı. Güzel de oldu. Trabzon’a yakıştı. Halk ve turistler rahat bir nefes aldı. Şehir modern bir görüntüye kavuştu. Gelin görün ki Mumhaneönü İş Bankası Şubesi’nin hemen önünde yol üstüne yapılan taksi durağı işin güzelliğini bozdu. Trabzon Büyükşehir Belediyesi 2019 yılında bir yönetmelik çıkararak “Kent Estetik Kurulu” kurmuştu. Amaçları ve görevleri de yönetmelikte yazılı idi. Kent estetiğine yakışmayan bu bina için kurul kararı var mı bilmiyorum.

Taksi durağının arkasındaki banka binası da Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca tescilli bir bina. Bir de o bölge kentsel sit alanı. Caddenin bir tarafını güzelleştirirken diğer tarafında cadde ortasına anlamsız bir yapı kondurmak hangi ihtiyaçtan doğmuş ve kimin fikridir? Mumhaneönü ve pazaryerinde trafiğin kilitlendiğini kimse görmez mi? Caddelerimizde iki araç zor geçiyor ama yolun ortasına taksi durağı diye bir yapıyı kondurabiliyoruz. Yapmayın. Taksiye durak lazımsa başka yer bulunamaz mı? Yarın biri evinin önüne sokağın başına bir kulübe yapsa ona da izin verilir mi? Trabzon enerjisini küçük işler peşinde harcamamalı. (Foto: Hasan Kamber)

***

Haftalık

BİR YOL HİKAYESİ

Hayırlı bir iş için 1000 kilometreye varan yolculuğa çıktığımızda Trabzon'da hava her zamanki gibi kararmış ve nem oranı yüzde 70’lere varmıştı. Yolculuk yıllar öncesinde görev yaptığım Karaman olunca iki gencimizin mutluluğuna şahit olmanın yanı sıra eski görev yerimi görme isteği de heyecanımızı arttırıyordu. Sabahın ilk ışıklarında hadi hayırlısı deyip yola koyulduk. Kendi araçlarımızla yaptığımız yolculuk boyunca en çok dikkatimi çeken mola noktalarındaki eski canlılığın bulunmaması idi. Karadeniz sahilindeki yenilenmiş yol ve tüneller kara yolculuğunu kolaylaştırıyordu.

Ordu'nun çevre yolu ile kent merkezi ve sahilinden geçen uluslararası geçişlerinden kurtulduğunu görmek hem sürücüler hem de Ordu ili için bir kazanımdı. Tabi bu arada Trabzon'un hâlâ sahil geçişleri ile kilitlenmiş halini düşündükçe üzülmedik değil. Ankara'ya doğru yaklaştıkça karasal iklimin özelliklerini sıcakla hissetmeye başladığımızda, kemiklerimiz ancak ısınıyordu. Ankara Konya yolunda sadece direksiyonu tutup aracını otomatiğe bağlamak yeter.

Konya şanslı bir kent ulaşım açısından. Git gel Konya altı saat boşuna dememişler. Şimdilerde git gel Konya 4 saat gibi. Üstelik tren de var. Ulaşım rahat. Mola noktalarında yemek fiyatları aşırı pahalı. Bir tabak yemek 70/80 TL. Maliyetler yükseldikçe fiyatlar artıyor ama yemekteki kalite de düşüyor. Bir çorba içeyim dedim. Yol boyunca rahatsız etti. Büyük bir ihtimal kullanılan yağda problem vardı. Bu arada yeniden tırmanışa geçen coronaya karşı da önlemlerimizi alma adına çayımızı çorbamızı da hep dış mekânlarda içtik.

Sonsuzluğa uzanan topraklar, yanı başlarındaki göletler, ekilmiş biçilmiş tarlalar yol boyunca sıralanmış fabrikalar Konya'nın bereketinin göstergeleri gibi idi. Ve kendime şu soruyu sormadan edemedim: Bu topraklara sahip bir ülkede açlık sıkıntısını düşünmek bile anlamsız. Lâkin var bir yerlerde yanlış ki, üretim giderek azalıyor, fiyatlar artıyor, geçim zorlaşıyor. Karaman Türkçe'nin başkenti.

Karamanoğlu Mehmet Bey'in fermanı ile Türkçe, farklı dillerin boyunduruğundan kurtulup devletin ve milletin resmi dili olmuş. Karaman tipik Selçuklu Medeniyeti izlerini taşıyor. Mevlana'nın annesi Mümine Hatun'un Türbesi, Yunus Emre Camisi, meşhur kalesi ve yerel ürünlerinin yanı sıra dünyaca ünlü bisküvi fabrikalarıyla hem kültürel hem de ticari anlamda gelişmiş bir ilimiz. 1996 yıllarında henüz yeni il iken bulunduğum Karaman'la bugünkü Karaman arasında gelişmişlik anlamında büyük fark var. Karaman’ın ana merkezi korunarak varlığını sürdürürken, arazinin de elvermesi ile kent planlı bir şekilde merkezin dışına doğru gelişmiş.

Trabzon'dan Karaman'a uzanan gönül bağını resmileştirme adına çıktığımız yolculuğun sonunda, ülkemin zenginliği ve güzelliğini bir kez daha görme fırsatını bulmanın yanı sıra, binleri aşan kilometrelerin ötesinden uzanan sevgi bağı ile iki ailenin de mutluluğuna şahit olduk. Karaman tipik bir Anadolu kenti. Ticari yoğunluk ve üretim ön planda. Üniversite buraya da bir hareketlilik sağlamış. Sıcağını Trabzon’un kasvetli havasından sonra hiç de yadırgamadık. Dönüş yolunda Samsun'a yaklaştıkça karabulutları yine görmeye başladık. Karaman’ın koyunun sonradan çıkan oyununu görmedik ama havasının sıcaklığından da öte kızımızın ailesinin ilgi ve sıcaklığı bizi ayrıca mutlu etti.

Ne diyelim. Allah birliğimizi bozmasın, gençlerin mutluluğunu daim eylesin. Trabzon'a  geldiğimizde Konya Ovası’nın düzlüğünü, Karaman'ın sıcağını gökyüzündeki karabulutlara baktığımızda aramadık değil. Sahi Trabzon'a ne zaman yaz gelecek?

***

TÜRKAV'DAN FETİH TEŞEKKÜRÜ

Türkiye Kamu Çalışanları Trabzon Şube Başkanı Kenan Kuru, her yıl 26 ekimde kutlanılan Trabzon'un Fethi ile ilgili gerçek fetih tarihinin 15 Ağustos olduğuna dair yaptıkları müracaatın Türk Tarih Kurumu tarafından karara bağlandığını belirterek, başta sayın valimiz olmak üzere bu çalışmada emeği geçenlere teşekkürlerini ileterek konuyla ilgili şunları söyledi: “TÜRKAV olarak ortak bir çalışmayı önemli gördüğümüzden yaptığımız katkılarla bu tarih gerçeğe ışık olma gibi sorumluluğu hep beraber yaşamaktayız. 15 Ağustos 1461 Trabzon'un fetih tarihi Türk tarihine, Trabzon'umuza kutlu olsun.”

***