Trabzon, tarihsel ve kültürel açıdan Türkiye’de önemli kentlerden biri idi…
Doğu Karadeniz’in bu güzide kentinde son yıllarda korkunç bir yozlaşma sorunu yaşanıyor.
Herkesin birbirini tanıdığı, yardımlaşmanın en üst seviyede yaşandığı günler artık anılarda kaldı.
Son 30 yılda Trabzon’dan büyük şehirlere, küçük şehirlerden ve kırsal kesimden çeşitli sosyal, kültürel ve ekonomik nedenlerle akıl almaz bir göç yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor.
Bu nedenle Trabzon’da çok önemli ve düşündürücü bir kentsel kimlik sorunu yaşanıyor.
Çevre illerden ve kırsal kesimden büyük ölçüde göç alan Trabzon’da yaşanmakta olan olumsuzluklar her geçen gün kendini göstermeye devam ediyor. Bir de buna son yıllarda Irak, Suriye, Afganistan ve çeşitli ülkelerden gelen mültecilerin eklenmesi bu önemli kenti yaşanmaz duruma getirmiş durumda…
Trabzon’a yerleşen ve kent yaşamına bir türlü ayak uyduramayanlar, göç ettiği yerin adet ve geleneklerine ayak uydurma yerine kendi geleneklerini kente uyarlamaya çalışırlar.
Kentsel kimlik oluşumunun doğru kurgulandığı, oluşturulduğu yerlerde, siyasal sorunların çözümü çok daha kolay olur… Aksi taktirde sorunların giderilmesi oldukça güçleşir…
İşte Trabzon da tam bu örneklere uyan bir kent haline gelmiş durumda…
Uzunsokak’ta gündüz veya gecenin bir saatinde eşinizle veya çocuklarınızla dolaşırken, endişe duymamak elde değil…
Kendinizi Trabzon‘da değil de sıradan bir taşra kentinde sanırsınız…
Siyasi olarak iktidara müthiş bir katkı sağlayan Trabzon; maalesef karşılığını alamamaktadır..
Trabzon’un o gerçek kimliğine kavuşma olasılığı her geçen gün daha da azalmaktadır. Tarihi kimliği yanında, aynı zamanda kültür, sanat, spor kenti diye bilinen Trabzon, maalesef bu kimliğinden her geçen gün uzaklaşmaya devam etmektedir.
Her kentin kendine has bir yapısı, bir kimliği olmalıdır..
Bu kimliği kaybederseniz sıradan bir taşra kenti konumuna gelirsiniz…
Her kent kendine has özellikleri barındırmaya devam etmelidir…
Eğer edemiyorsa bu kimlik değişikliğinin önüne geçmenin de imkanı kalmaz.