GENÇLİĞİ DEĞERLİ KILALIM

Dünyadaki bütün milletler geleceklerini teminat altına almak için kendi gençlerine çok değer verirler. Çocukluk yaşlarından itibaren anne-baba ve aile ortamında şekillenmeye başlayan bu değerli kılma ve sahip çıkma duygusu, ilerleyen yaşlarda devletlerin gençlere sunduğu, eğitim, ulaşım, barınma ve geçinme imkânlarıyla daha bir anlam kazanmaya başlar.

Bugün Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 15’i yani 12 milyon kadarı 15-24 yaş arasında bulunmaktadır. Bu büyük bir beşeri sermaye ve ayni zamanda enerji, askeri güç ve bilimsel çalışmaları gerçekleştirecek olan muazzam bir sayıdır. Bunun için kalkınmış devletler öncelikle ve özellikle devletlerini ayakta tutmak ve geleceklerini garanti altına almak için gençliğe çok önem vermektedirler. Türkiye’nin de bu alanda gayret ve programları var ama bu çalışmalar;  kalkınmış ülkelerdeki gençlere sunulan imkânlardan henüz çok uzak bulunmaktadır.

Örneğin Japonya gençlerini daha lise bitmeden hazırlanan istihdam programları ile hayata hazırlamakta, iş-güç sahibi yapmayı başarabilmektedir. Japon Çalışma Bakanlığı, gençlerin istihdamına yönelik çeşitli aktif istihdam politikaları uygulamaktadır. Bu bağlamda sadece lise diplomasına sahip gençlerin iş bulma olasılığı önemli ölçüde zayıfladığından liseden mezun ve/veya olabilecekler için istihdam destek tedbirleri geliştirmiştir. Bu tedbir kapsamında kamu istihdam büroları, gençlerin işgücü piyasası hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak ve işgücü piyasasına girişlerini kolaylaştırmak amacıyla onlara bir nevi danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Bu uygulama ile Japon gençliğinin yaklaşık yüzde 80 gibi büyük bir kısmı çeşitli iş alanlarında ve devlet bürolarında iş sahibi olabilmektedir.

Ve yine, Güney Kore, Singapur, Avustralya, gibi doğu ülkeleri ile Amerika, Almanya, Fransa, İskandinav ülkeleri ve İngiltere gibi batı ülkeleri; gençlerine toplumun en değerli katmanları olarak değer vermekte, başta istihdam olmak üzere, eğitim, sosyal hayat donatıları, kendini ifade edebilme özgürlüğü dâhil birçok alanda çağdaş imkânlar sunmaktadırlar.

Türkiye’de 200’ün üzerinde devlet ve özel sektör üniversitesinde eğitim alarak hayata atılan gençlerimizin TUİK verilerine göre istihdam oranı yüzde 48 civarındadır. Son yıllarda açıkladığı istatistik bilgileri tartışmalı olan TÜİK’e göre bile gençlerimizin yaklaşık yüzde 50’den fazlası işsiz ve aşsızdır. Geleneksel olarak ataerkil bir aile yapısına sahip olan toplumumuzda, çoğu kez gençler evde; çalışan ya da emekli olan anne-babadan birinin kıt kanaat aldığı maaştan kendi payına düşen miktar ile hayatını devam ettirmeye çalışmakta, bu durum gençlerin hayat sevincini ve hayata katılma içgüdüsünü zayıflatmaktadır.

Türkiye’nin imkânları geliştikçe geçici olduğuna inandığımız bu durumun düzeltilme sürecinde gençlere farklı bir imkân sunmamızın yararlı olacağı kanaatindeyim. Ülkemizde 60 yaş üstü vatandaşlarımıza Belediye otobüslerinde tanınan indirimli seyahat hakkı ile 65 yaş üstündeki vatandaşlarımıza sunulan bedava seyahat hakları aylık kotaya bağlanarak, henüz iş bulamadığı ve eğitim hayatını sürdürdüğü için şehir içi seyahatlerde gençlere daha anlamlı bir imkân sunmanın yararlı olacağı kanaatindeyim. Öğrencilere indirimli biletler tamamen kaldırılıp ücretsiz seyahat sağlanması, öğrenci olmayan 24 yaş altı gençlere de öğrenci indirimi kadar bir indirimde bulunabilsek çok anlamlı ve değerli olur diye düşünmekteyiz.

Dünyadaki bütün güçlü devletler, büyük imkânlarını öncelikle gençlerin yetişmesi ve bir an önce hayata atılması için harcamaktadırlar. Bizim de bu geçiş sürecinde gençlerimize böyle bir katkı sunabilmemiz, onları değerli bildiğimizin bir göstergesi olacaktır. Yetkililerin bu konuyu düşünmeye değer bulacaklarına inanarak, Türk Gençliğine bir eğitimci olarak en derin sevgilerimi sunuyorum.