Sınavsız bir günümüz yok. Sınav aşağı, sınav yukarı. Aslında yaşamın kendisi sınav. Kazanırsan yaşarsın, kazanamazsan gidersin. Bizimkisi biraz fazla... KPSS, LYS, YGS bilmem daha neler? Bir öykü anlatırlar Anadolu'da: Tüm sınavlarda büyük bir başarı sağlayarak üniversiteye giren ve üniversiteyi de çok başarılı şekilde bitiren bir genç sınıf arkadaşı bir kıza talip olmuş. Gençler birbirlerini sevmişler. İş kızı, babasından istemeye kadar gelmiş.
Kız durumu babasına anlatmış. Babanın onayını almak görüldüğü kadar kolay olmamış. Her şey yolunda, iki aile de birbirlerini sevmişler. Kız babası: "Delikanlıyı bir de ben sınava çekeceğim. Olumlu not verirsem bu iş olur" demiş. İş bozulmuş... Yıllar sonra ülkenin en başarılı bürokratına sormuşlar:" Sayın genel müdürüm. Yalnız yaşıyorsunuz.
Evlenmeyi, çoluk çocuğa kavuşmayı düşünmediniz mi? Başarılı bürokratın yanıtı çok ilginç: "Hayatım boyunca sınavlarla boğuştum. Son sınava girmeye cesaret edemedim..."
Sınavlar o denli ürkütücüdür gençlerin nazarında. Hatırlarsanız yıllar önce KPSS yapılmıştı ülkemizde. Sınava girenler arasından üç yüz elli kişi tam puan almıştı. İşin ilginç yanı tam puan alanlar birbirleriyle akraba. Aynı zamanda aynı dershanenin kursiyerleri. Sınav sonunda cevap anahtarı bu üç yüz elli kişiye verildi iddiası ortaya atıldı. Sonra şifreli, şifresiz tartışması yapıldı. Bütün bunlar bir söylenti ya! Tartışma aylar sürdü.
Sonra büyük, çok büyük! İnsanlar araya girdi. “Şifre var ama kopya yok” dediler. Sonra “ben tatmin oldum” diyenler türedi büyük makamlarda. O tatmin olunca, diğerleri de mecburen tatmin olur bu ülkede. Sonra nasıl olduysa oldu. Bu sınav iptal edildi. Sınav tekrarlandı. Bu sınavda, önceki şampiyonların moralleri bozulduğu için! barajı geçemediler. Yani önce tam puan alan üç yüz elli kişiden hiç biri 140 puan barajını geçemedi, Moral bozukluğundan olmuştur diyenler oldu.
Sonra işin içine hukuk mu, guguk mu ne ise o girdi: “Kazanılan hak, geri alınmaz” dediler. Böylece bu üç yüz elli! süper zeka insanların tayinleri yapıldı. Bu anlattığım olay yedi sene önce yaşandı. Benim bu güzel ülkemde. Yapılan tayinler her birinin birer referans bulması karşılığında yapılmış.
Yapılmış ama sınavlardaki şaibe ortadan kalkmamış. Sınav merkezi şaibeye sebep olanları bulup ortaya çıkarmak için bir komisyon kurmuş.
Bu yetmiyormuş gibi içişleri bakanlığı da, başbakanlık da cumbaba da birer komisyon kurmuş. Bu komisyon üyelerine de - her ay - yüklü miktarda harcırah ödemişler yıllarca... Bugün 2014 Nisanın sonuna geldik.
Adı geçen komisyonlar hala çalışıyorlar mı bilmiyorum. Sonuç belli olmamış. Suçlular bulunamamış. Şaibeli sınavlar sonucu tayin olanların nerdeyse emekliliği gelmiş. Biz hala araştırıyoruz. Hayret bir şey. Sınavda tam puan alanların isimlerine bakmak kimsenin aklıma gelmemiş.
Neylersin? Biz de eğitimin millisi böyle oluyor!...