Şuana kadar Süper Lig’de oynanan tüm maçların derinliğine bakıldığında belki benim düşüncemdir katılmayanlar da olabilir. Şöyle bir bakıldığında her zaman Trabzonspor’un rakibi bu ligde Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’dır. Diğer takımlar ilk yarı ne yaparsa yapsınlar. İkinci yarı ilk 3 maçından sonra fikstürdeki hak ettikleri yerde olacaklardır. Dün akşam ki Fenerbahçe Beşiktaş maçından sonra Trabzonspor’un en büyük rakibi Fenerbahçe’dir. Hatta şampiyonluğun da en büyük adayıdır. Devre arası 2-3 oyuncuyu bünyesine kattığını da hesap edersek olumlu tüm etkenler Fenerbahçe yanında olacaktır.
Oysa Trabzonspor’un böyle bir şansı yok. Geçmişte olduğu gibi, rakibi kendi evinde ezeceksen, hakemi yeneceksen, hem de Federasyona sen kabul etmesen de ben varım diyeceksen o ayrı.
İşte onun için Trabzonspor kulübü, Denizlispor, Gençlerbirliği gibi takımlara puan vermeyecek. İşte bizi yenen Denizlispor, yendiğimiz Alanyaspor’a 5-1 mağlup oldu. Adı futbol her şey var.
Bu tamam, bunlar geçti şimdi önümüze bakacağız. Birileri yönetimi eleştirecek, birileri hocayı eleştirecek, lakin bunları yaparken de Trabzonspor’un gerçeğini bilmek lazımdır ki önemli olan budur.
Konyaspor maç başladığında ilk yarı hakikatten gözle görünen bir olay vardı ki o da iki takımın da bir birine üstünlük sağlar pozisyonda olmayışı. İlk yarının en önemli olayı Sturridge’in yokları oynamasıydı. Bu kadar klas bir oyuncunun, bir pozisyon hariç sahada görünmedi.
Sörloth golü bulduktan sonra oyunun dengesi değişecek derken değişen bir şey olmadı. Konyaspor oyun disiplininden hiç ayrılmadı. Atağa çıkacakken toplu çıktılar, dönüşleri de o derece uyumlu döndüler. Yani ilk yarıda onlar da galip bitirebilirlerdi.
Şimdi Trabzonspor’un formasını Konyaspor’a Konyaspor’un formasını Trabzonspor’a giydirsek belki de bu maçı 3-1 Konyaspor kazanırdı.
İkinci yarının son 30 dakikası öylesine baskı yedik ki, ezildikçe ezildik.
Demek ki Trabzonspor’un sahada olan forması her zaman 1 puan.
Konyaspor ikinci yarı destekli ataklarla hücuma çıktı. Oyunu son 20 dakika Trabzonspor’un sahasına yıktı.
Peki Trabzonspor ne yapıyordu?
Geriye yaslanarak 1-0’ı korumakla meşguldü. Yani eski hatalarına dönmüş gibiydi.
Bu arada Sörloth’un yakaladığı şahane bir pozisyon vardı ki işte burada oyunu lehimize çevirebilirdik. Ancak golü bulamadık. On kişi kalan rakibin amansız ataklarına maruz kaldık. Geriye yaslanmanın faturası ağır olur derdik. Ağır fatura ödemedik, Ödeyecektik rakip kullanamadı. 90 dakika içerisinde hepimiz hep birlikte sağlıklı 2 kilo kaybetsek de 3 altın puanla yuvaya döndük.